tag:blogger.com,1999:blog-24084865991195213602023-11-15T22:55:37.369-08:00Fikracı - Fikraya DoyunFıkracı Siteniz ile Her Türlü Sorun İçin fikracisitem@gmail.com adresine mail atabilirsinizUnknownnoreply@blogger.comBlogger164125tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-73408299021849656652008-11-22T08:47:00.000-08:002008-11-22T08:49:44.568-08:00<p><strong>Fıkra Gibi No..:1<br />Fıkra Gibi Adı..:Babaanne</strong><br /><br />Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.<br /> - Babaannesi aradı dersiniz. </p><p><strong>Fıkra Gibi No..:2<br />Fıkra Gibi Adı..:Düzen</strong><br /><br />Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor:<br />-Bu düzen değişecektir.<br />Bir vatandaş bağırmış:<br />-Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek? </p><p><br /><strong>Fıkra Gibi No..:3<br />Fıkra Gibi Adı..:Katı, Sıvı, Gaz</strong><br /><br />Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor adama. 'Maddenin üç halini yazınız' sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor:<br /> 'Katı, Sıvı, Gaz.'<br /> Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kağıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kağıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:<br /> - Katır, Sığır, Kaz.<br /><br /><strong>Fıkra Gibi No..:4<br />Fıkra Gibi Adı..:Printer</strong><br /><br />Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'ı olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara' da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:<br /> - O ne len ööle?<br /> - Printer (yanındaki öteki polise dönerek)<br />Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra şöför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu.<br /><strong><br />Fıkra Gibi No..:5<br />Fıkra Gibi Adı..:Şöför</strong><br /><br />Malum servis söförümüz trafikte hareket edemez halde beklerken (gayet de haklıydı çünkü önündeki arabalar kuyruk olmuştu) arkadan kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak 'Pokemon'muyum lan ben arabaların üzerinden uçayım' diye bağırarak tüm servisi yere yıkmıştı.<br /><br /><br /><strong>Fıkra Gibi No..:6<br />Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar?</strong><br /><br /> Abimiz koyu kahverengi deri, yarım botu alıp kasaya yanaşıyor.Kasadaki kız botları poşete koyarken, sayın abimiz de soruyor;<br /> - 43 lira değil mi?...<br /> - Kız, 'Ne münasebet' der gibi bakıyor ve 'Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira.'<br /> Abimizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;<br /> -Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor... </p><p><strong>Fıkra Gibi No..:7<br />Fıkra Gibi Adı..:Skip Durağı</strong><br /><br />Sene 1968, İstanbul Bahçelievler' de Skripp tükenmez kalemlerinin fabrikası var ve önünde de 98 no lu otobüslerin durduğu otobüs durağı. Bu durak Bahçelievler' den sonraki ilk durak ve anlatacağım olay gerçekten yaşanmış olay. Otobüsle Bakırköy'den Güngören'e giderken Bahçelievler durağında otobüse çok güzel bir kadın bindi. Tam biletini alacağı zaman otobüs hareket etti. Kadın biletçiye bir Şirinevler bileti verir misiniz diye sordu. Biletçi bu otobüs Şirinevler'e gitmez deyince bayan durdurun otobüsü ineceğim dedi. Biletçinin cevabı hayli ilginç oldu.<br /> - Hanım, hanım kalktı bir kere Skip'te indireceğiz.<br /> Bu lafı duyunca kadının yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim ( bu arada Skip otobüs durağının adı )</p><p><strong>Fıkra Gibi No..:8<br />Fıkra Gibi Adı..:Nataşa</strong><br /><br />İzmir'de 15 yıl kadar oluyor, maçta yanıma süzme Karadenizli müthiş çenebaz bir vatandaşımız düştü. Günün olayı idi Nataşa konusu. Evli idi, onun da ilgisi vardı Nataşalara.. Dayanamadım sordum. 'Karınızı aldatmak nasıl bir duygu' diye acaba? Suçluluk duymuyor muydu? Verdiği cevap şu oldu:<br /> - Onlar da karı diye yıllarca bizi aldatmışlar dur da! </p><p><strong>Fıkra Gibi No..:9<br />Fıkra Gibi Adı..:Sınav Soruları</strong><br /><br /> Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle:<br /> -Soru Mide ne iş yapar?<br /> -Cevap Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür.<br /> -Soru 'Akciğer ne iş yapar?'<br /> -Cevap Solunum yapar, bizi yaşatır.<br /> -Soru Kalp ne iş yapar?<br /> -Cevap Dolaşım yapar.<br /> -Soru Beyin ne iş yapar?<br /> -Cevap Bizim apartmanda kapıcılık yapar.</p><p><br /><strong>Fıkra Gibi No..:10<br />Fıkra Gibi Adı..:Ne Doktormuş be!</strong><br /><br />Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken, kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da :<br /> 'Amca sende basur mu var?' dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hâlâ hatırlarım... 'Ne doktormuş be, helal olsun..! Gözümden baktı, dötümdekini gördü.'</p>Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-67576620117776212882008-10-03T02:12:00.001-07:002008-10-03T02:12:36.394-07:00Nisanlılık Nedir?<span style="font-size:100%;"><strong style="font-weight: normal;"><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">Oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor: - Abi ablam nişanlanıyor biliyorsun... </span></span></strong></strong><strong style="font-weight: normal;"><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;"><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı. </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Ben sana bir şey sormak istiyorum... </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Söyle... </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, 'Eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim. </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Hıııım... Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım... </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Dinliyorum. </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Diyelim ki Şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve 'Haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor. </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı? </span></span></strong></strong><br /><br /><strong><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-family: Weidemann;">- Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba </span></span></strong></strong></span></span></strong><strong style="font-weight: normal;"><strong><span style="font-family:Weidemann;"><span style="font-size: 13.5pt; font-family: Weidemann;">ziliyle oynayabiliyorsun!..</span></span></strong></strong></span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-79406377302917102972008-10-02T07:04:00.001-07:002008-10-02T07:04:37.403-07:00sair padisahGünün birinde şair bir padişaha ilham perisi gelir ve başlar yazmaya: - "Çıktım ağaca yedim hamını mamını,....?" - "Çıktım ağaca yedim hamını mamını,....?" gerisi bir türlü gelmez. Padişah geceleri uyku uyuyamaz olur şiirini tamamlayamamıştır bir türlü. En sonunda ülkesinin bütün şairlerini sarayında toplatır ama yine nafile onlar da bu mısranın devamını getiremez. Sıra en sonunda Nam-ı Kemal´e gelir ve padişah başlar: - "Hadi Nam-ı Kemal getir şunun devamını da ne istersen vereyim sana!" - "Buyrun Padışahım..." - "Çıktım ağaca yedim hamını mamını..." Nam-ı Kemal hemen devam eder: - "Düşersen aşağı görürsün ananın *mını..."Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-79724671945307147202008-10-02T07:02:00.000-07:002008-10-02T07:04:14.833-07:00Yuzme bilmeyenler terketsinBir gün stadyumda en çok kim boşalacak diye yarışma düzenleniyor. Önce Alman boşalıyor ve tam 2 litre çıkartıyor, spiker stadyumdaki seyircilere "2 litre" diye söylüyor. Sonra Fransız boşalıyor ve tam 5 litre çıkartıyor. Spiker "5 litre çıktı" diyor seyircilere. Bizim Nam-ı Kemal geliyor. Spikerin elinden mikrofonu alıyor ve şöyle diyor "lütfen yüzme bilmeyenler stadyumu terk etsin."Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-60470999585661429292008-10-02T02:52:00.000-07:002008-10-02T02:57:12.418-07:00Rize - TrabzonTrabzonlu imamlarla, Rizeli imamlar turnuva düzenleyip maç yaparlarmış; ama her defasında Rizeli imamlar yenerlermiş. Trabzonun takım kaptanı Temel Hoca demiş ki; "uşaklar bu böyle gitmez, bizim Trabzonsporlu Hami'yi takıma alalım, diyelim ki bu bizim merkez caminin yeni hocası." Diğerleri de kabul etmişler ve maça gitmisler Rize'ye. Dönüşte takım kaptanı Temel Hoca'ya sormuşlar, "mac ne oldu? diye; "2-1 yenildik" demiş. "Peki golleri kim attı?" diye sormuşlar; Temel "bizim golü Hami Hoca attı; onların golleri de Del Pierro Hoca ile Roberto Carlos Hoca attı.." demiş.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-7977935023105808132008-10-01T02:13:00.000-07:002008-10-01T02:14:45.135-07:00Yanıkları AtmaTemel ile Dursun Amerika'da itfaiye teskilatina girerler, yangin ihbari alinir. Çok katli bir binada kreste yangin çikmistir. itfaiyeci merdiveni çalismaz.<br />Temel yukari çikar. Dursun asagida kalir. Temel asagida bekleyen<br />Dursun'un kucagiina çocuklari atmaya baslar. Temel atar, Dursun tutar,kaldirima koyar.<br />Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken besinci zenci çocukdur..<br />Temel birakir, Dursun yakalamak için kollarini açmaz. Çocuk paat yerde.<br />Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci çocuk atar. Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde..<br />Dursun yukari bagirir: "Yanıkları atma! yanıkları atma!"Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-35745308269046568432008-10-01T02:12:00.000-07:002008-10-01T02:13:39.007-07:00pusulaTemel, karısı Fadime ile dargındı. Ayrı odalarda yatıp, kalkıyor, konuşmak gerektiğinde de karşılıklı yazışarak anlaşmaya çalışıyorlardı. Bir akşam Fadime yatmak üzereyken dolabın yanında bir pusula buldu. Üzerinde şöyle yazıyordu.<br />- "Sabah beni beşte uyandıraysun !..<br />Ertesi sabah sekizde uyanan Temel yanındaki masada şu pusulayı buldu.<br />- "Temel, hadi kalk! Saat beşe celeyi !.. "Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-76687740101998903622008-10-01T02:11:00.002-07:002008-10-01T02:12:53.881-07:00pis yalanTemel ve annesi kız istemeye giderler.Ve kayın babası olacak kişi de temele şu soruyu sorar.<br />- Sigara içiy misun?<br />- Yok içmiyrum.<br />- İçki içiy misun?<br />- Yok içmiyrum.<br />- Alemlere gidiy misun?<br />- Gitmiyrum.<br />- Kızımı aldatır misun?<br />- Yok, imkansizdur.<br />- Pana pi şey söyleyecek misun?<br />- Evet papacium. Çok pis pi huyum vardur, çok pis yalan söylerum.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-9606832590116248692008-10-01T02:11:00.001-07:002008-10-01T02:11:38.401-07:00Peki AgamKöyün ağasının oğlu Temel komşu köyün ağasının kızına sevdalanır. Temel'in babası, amcaları toparlanıp komşu ağanın kızını istemeye giderler. Karşılama faslından sonra pazarlık başlar. Kızın babası aç gözlü olduğu gibi kızı vermeye de pek niyeti yoktur. İşi yokuşa sürmeye başlar:<br />"5 inek, 1 boğa isterim."<br />Karşı taraf kızı almaya kararlıdır. "Veririz ağam."<br />"100 baş da koyun isterim."<br />"Veririz ağam."<br />"Dere boyundaki 5 tarlanızdan birini isterim."<br />"Veririz ağam."<br />Kızın babası iyice bastırır:<br />"6 metre altın kordon isterim."<br />Oğlan tarafı birbirine bakar:<br />"Onu da veririz ağam."<br />Kızın babası kendince son darbeyi vurur:<br />"Damatta 30 santimlik alet isterim." deyince oğlanın babası, amcaları yerlerinde şöyle bir kımıldanıp birbirlerine bakıp kaş göz ederler. Temel'in babası derin bir nefes alıp cevabı yapıştırır:<br />"KESTİRİRİZ BE AĞAM !"Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-48983483844872742122008-10-01T02:09:00.002-07:002008-10-01T02:10:21.852-07:00İtfaiye arabasıTemel ile Dursun sohbet etmektedirler;<br />- Ula Temel hiç düşündün mi itfaye arabası niçin kirmizidur?<br />- Ula düşünecek ne var sanada o kadar hortum girse sende kizarirsun.....Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-29854448210535550672008-10-01T02:09:00.001-07:002008-10-01T02:09:23.692-07:00Temel ve TuristTemel İstanbul boğazında tekneyle turist gezdiriyormuş. Bir gün bir Amerikalıyı almış, başlamışlar tura. Adam bir saray görüp sormus:<br />- Bu ne kadar zamanda yapıldı?<br />Temel:<br />- 10 yılda<br />demiş.<br />Adam:<br />- Yazık, bizde olsa 5 yılda biterdi.<br />Derken bir cami görüp sormus:<br />- Bu ne kadar zamanda yapıldı?<br />Temel:<br />- 5 yılda<br />demiş.<br />Adam tekrar:<br />- Yazık, bizde olsa 2 yılda biterdi<br />demiş.<br />Temel sinirlenmeye başlamış. Bir tarihi yapı daha görmüşler, turist tekrar sormus, Temel:<br />- 2 yılda<br />demiş.<br />Adam:<br />- Vah vah! bizde olsa 1 yılda biterdi<br />demiş. Derken tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına gelmişler. Amerikalı köprüyü göstererek tekrar sormus:<br />- Peki bu ne kadar zamanda yapıldı?.<br />İyice sinirlenen Temel cevabı yapıştırmış:<br />- Hangisi? Bu mu? Bilmem, vallaha dün burada yoktu!!!...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-73908617827470284272008-10-01T02:08:00.000-07:002008-10-01T02:09:00.477-07:00KarpuzcuBir gün padişahın biri bir emir vermiş;<br />- ''çevreden geçen tüm seyyar satıcıları bana getirin'' demiş. vezirleri dışarı çıkmış bir bakmışlar erik satıcısı geliyo hemen yakalayıp padişahın yanına götürmüşler.<br />padişah;<br />- ''bütün eriklerin *ötüne sokulmasını'' emretmiş.<br />onlarda yapmış bu arada adamda can acısından ağlayıp duruyormuş arkadan elmacı gelmiş onada aynısını yapmışlar o dahada fazla ağlamış ondan sonra da ayvacı padişah yine aynı emri vermiş ama bu sefer ayvalar girdikçe ayvacı gülüyormuş bu padişahın dikkatini çekmiş;<br />- ''bundan önce gelenlere daha küçüğünü sokturdum ama onlar ağladı sen niye gülüyorsun'' diye sormuş.<br />ayvacı;<br />- ''ben arkadan gelen karpuzcuyu düşünüyorum'' demiş...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-33022202269225116042008-10-01T02:07:00.000-07:002008-10-01T02:08:13.618-07:00o zaman senTemel barda oturmuş içki içiyormuş. Yan tarafta içki içen uzun atkuyruk saçlı yuvarlak gözlüklü topsakallı entel bir damın elindeki kitaba göz takılmış. Adama sormuş<br />- Haçan o kitap neyun nesidur.<br />Adam<br />- Düzmantık kitabı<br />demiş.<br />- Ula o nedur ki<br />- Bilmiyormusunuz beyefendi<br />- Bilmeyrum<br />- Anlatayım o zaman<br />demiş ve başlamış anlatmaya<br />- Evinizde akvaryum var mı?<br />- Vardur<br />- O zaman siz balıkları seviyorsunuz<br />- Doğrudur<br />- O zaman siz hayvanları da seviyorsunuz<br />- Haçan bu da doğrudur<br />- E o zaman siz insanları da seviyorsunuz<br />- Evet<br />- O zaman sizin karşı cinse karşıda ilginiz var<br />- Evet vardur<br />- E o zaman siz *bne değilsiniz<br />Temelin hoşuna gitmiş bu hemen bir düzmantık kitabı almış. Yolda giderken Dursunla karşılaşmış. Dursun Temel in elindeki kitabı görünce<br />- Ula Temel nedur o kitap da<br />demiş.<br />Temel de hemen bilgiç bilgiç<br />- Düzmantık kitabıdır<br />- Ula düzmantık da nedur da<br />- Ula bilmey misun<br />- Yok bilmeyrum<br />demiş.<br />Temel de hemen başlamış anlatmaya<br />- Ula sizin evde akvaryum varmidur<br />Dursun<br />- Yoktur<br />deyince<br />Temel hemen demiş ki<br />- O zaman sen *bnesin.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-27709659684130644572008-10-01T02:06:00.000-07:002008-10-01T02:07:05.375-07:00ne yapabilirsinÜç mahkum cezaevi yolundadır. Her birine, hapiste geçirecekleri günler için<br />bir eşya getirmelerine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve<br />sorar:<br />- Eeee sen ne getirdin ?<br />Diğer mahkum bir boya kutusu çıkarır ve<br />- Bununla her şeyi boyayabileceğim<br />der.<br />İkinci mahkum bir deste iskambil kaağıdı çıkarır.<br />- Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kağıt oyunu oynayabilirim.<br />üçüncü mahkuma merakla sorarlar:<br />- Sen ne getirdin ?<br />Adi Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek:<br />- Bu orkidleri getirdim<br />der. Diğer iki mahkumun kafası karışmıştır.<br />Merakla sorarlar:<br />- Bunlarla ne yapabilirsin ki?<br />Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,<br />- Kutuda yazdığına göre, bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim....Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-21388726571136568382008-10-01T02:02:00.002-07:002008-10-01T02:06:05.473-07:00Temel in kopegiTemel in bir köpeği varmış adı da Hektormuş bir gün Temel in arkadaşı Dursun Temel in evine gelmiş hoşgeldin faslından sonra geçmiş bir sandalyeye oturmuş bizim Hektor da sandalyenin altına girmiş o akşam yemekte kuru fasulye yiyen Dursun un gaz çıkarası gelmiş ve yavaşça osurmuş bunun üzerine Temel kızgın bi sesle Hektooor demiş dursun iyi demiş köpek yaptı sandı daha yüksek bi sesle yine osurmuş temel yine hektooor demiş dursun daha şiddetli bi sesle osurmuş bu kez temel bu sefer Hektor kalk oğlum ordan yoksa Dursun birazdan üstüne sıçacak demiş.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-13095414966417806602008-10-01T02:02:00.001-07:002008-10-01T02:02:53.237-07:00cektik urduk oniTemel yolda giderken İdris'e rastlar. İdris'in yüzü asık morali çok bozuktur.<br />- Hayudur İdrus ne olaki ?<br />- Ha uşağım babamı kaybettuk acimuz büyiktir.<br />- Amanin pederun genç idu neden ölduki ?<br />- Sorma Temel Evin palkonina çıkmiş idu oradan düşti .<br />- Uyyy yere duşti öldi ha ?<br />- Yok Pastanenin tentesine denk geldu havalandi yay fabrikasının bahçesine duşti.<br />- Vah yazuk bahçede mi öldi ?<br />- Yok oradaki yaylardan zıpladi elektrik tellerine duşti .<br />- Amanin elektrik çarpıldida mi öldi ??<br />- Yok oradan da zıpladi baktık ölmeyi çektik vurduk oni ...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-67413986983849824972008-10-01T02:01:00.000-07:002008-10-01T02:02:02.924-07:00EvlilikTemel ve Fadime uzun yillar nikahsiz yasamaktadir.Birgun Fadime "Temel bu is boyle olmuyor,evlenelim artik" demis.Temel gayet sakin"Bizi bu yastan sonra kim alir Fadimem"demis.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-2512699255557995562008-10-01T02:00:00.000-07:002008-10-01T02:01:35.038-07:00Kralülkenin birinde namaz kılmayanları idam ediyorlarmış.idam etmeden önce 3 dilegini yapıyorlarmış.adamın biri namaz kılmaya gitmemiş<br />KRAL sormuş:1.dileğin nedir ?<br />adam:kralın karısını *ikmek demiş.<br />kral:itiraz etmiş ama sonunda kabullenmiş.<br />adam kralı karısını bi güzel *ikmiş<br />KRAL sormuş:2.dileğin nedir ?<br />adam:vezirin karısını *ikmek demiş.<br />vezir:itiraz etmiş ama sonunda kabullenmiş.<br />adam :vezirin karısını bi güzel *ikmiş<br />KRAL sormuş:3.dileğin nedir ?<br />adam bir krala bakmış bir vezire...<br />vezir hemen söze atılmış<br />vezir:ben bu adamı camide gördüm. diye<br />kral veeziri azarlamış<br />kral:hadilen ordan adam benim yanımda namaz kılıyordu.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-75462660855473138102008-10-01T01:59:00.000-07:002008-10-01T02:00:40.436-07:00Cenaze NamazıBirgün Temel'in abisi ölür.. Cenaze namazı kılınırken Temel namazı kılmaz bir köşede oturur. <br />Bunu gören Dursun Temele: <br /> -Ula Temel sen niye cenaze namazı kılmaysun.der <br /> Temel ise:<br />-Ben çenaze namazı kılmayi bilmeyrum der.Aradan 2 hafta gerçer ..Temelin kaynanası ölür..Cenaze namazında cemaat Temeli en ön safda görür namaz sonunda Dursun Temel'e:<br /> -Ula Temel sen hani cenaze namazı kılmayı bilmeydun? <br /> Temel ise şöyle der: <br /> -Haçan habu cenaze namazı değuldur ki, bayram namazıdur da..Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-53562532885137790672008-10-01T01:58:00.002-07:002008-10-01T01:59:56.010-07:00Altın pisuvarTemel Amerika'ya calismaya gitmistir. Ilk yabancilik gunlerinden sonra gece disari gezmeye cikar, bir muddet sonra bir bara girer, barda icki icer iki lak lak yapar, tuvaleti gelir ve tuvalete gider. Tam isini gorecegi pisuvara yaklasir ki, o da ne ?! Pisuvar altindan yapilmistir.. Temel dumur bir sekilde icinden gecirir :<br />"vay be goruyon mu adamlarin tuvaletleri bile altindan" diyerek altin tuvalete işemenin zevkine vararak isini gorur ve cikar..<br /><br />Neyse ertesi gece ayni bara tekrar gider, tekrar tuvaleti gelir ve tuvalete gider fakat altin pisuvar yoktur.. bi anlam veremez ama isini gorur bara gelir oturur ve barmene donerek :<br />"ya dun gece tuvalette altin pisuvar vardi bu gece neden yok ?" diye sorar..<br />barmen once Temel'i bi suzer soyle, ardindan barin diger tarafinda oturan iri cusseli adama donerek:<br />"Hey Joe, dun gece senin saksafaona işeyen adami buldum"Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-89156764441567986852008-10-01T01:58:00.001-07:002008-10-01T01:58:51.467-07:00Cılgın MorukYaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafi seyrediyormuş....Derken yanina bir delikanlı gelmiş ki saçları yeşil, kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış....çocuk da küstah bir sesle:<br />- "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bir şey yapmadın mı" demiş.. Adam gülümsemiş:<br />-"Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. şimdi de yoksa bu çocuk benim oğlummu diye merak ediyorum..."Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-2445722068246839362008-10-01T01:55:00.000-07:002008-10-01T01:58:07.259-07:00SifonTemel Dallas'taki kuzeni Dursun'u görmeye gitmiş. Dursun Temel'i havaalanında karşılamış. Beraberce dışarı çıkmışlar. Temel bir bakmış 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu, daa!" Dursun hafifçe gülmüş: "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!"<br />Yola çıkmışlar, Dursun'un çiftliğinin kapısından içeri girmişler. Git git bir türlü eve varmıyorlar. Temel şaşkınlık içinde: "Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!" Dursun gene hafifçe gülmüş. "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!"<br />Neyse, akşam olmuş, yemek salonuna geçmisler. Salonun ortasinda kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun'u taa uzaktan zor seçiyor. "Uyy!" diye bağırmış: "amma büyük masa, daa!" Dursun'un sesi gelmiş "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!"<br />Yemekten sonra Temel'in tuvalete gitmesi gerekmiş. Dursun:<br />- "Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapı" diye tarif etmiş. Temel alt kata inmiş ama sol yerine sağdan üçüncü kapıya girmiş. Orası evin havuzunun oldugu yermiş. Heryer karanlık olduğu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düşmüş. Can havliyle bağırmaya başlamış:<br />- Sifonu çekmeyiiin!! Sifonu çekmeyiiin!Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-77010413796183947642008-10-01T01:54:00.000-07:002008-10-01T01:55:53.116-07:00DanışmanAmerika'da,evlilik ve seks danışmanları vardır.. İşler iyi gitmemeye başladı mı, boşanmak için avukatlardan önce, bu danışmanlara başvurulur, belki son bir umut için..<br />Amerika'lı Temel ile eşi, son zamanlarda seks yasamlarının eskisi gibi olmadiığını fark etmişler.. Kalkmış danışmana gitmişler..<br />Danışman onları uzun uzun dinlemiş..<br /> -Seks yasamınıza biraz renk katmanız gerekir<br />demiş..<br /> -Hep aynı pozisyon, seksi monotonlaştırır.. Hayalinizi kullanın.. Degişik şekiller deneyin!..<br /> -Nasil yani?<br />demiş, Temel..<br /> -Mesela<br />demiş, danışman..<br /> -El arabası pozisyonunu deneyin..<br /> -O nasıl oluyor?<br />demiş, Temel!..<br /> -Basit<br />demiş, danisman.<br />-Esin yüzükoyun uzanacak. Sen iki ayağını tutup kaldıracaksın. Esin elleri üzerinde kalkacak.. Bir yandan yürüyeceksiniz.. Bir yandan da... Yani tam el arabası gibi birleşip gideceksiniz.. Anladın mı?..<br />Eve dönmüşler.. Temel seslenmiş..<br /> -Hadi bakalım.. El arabasına hazır ol!..<br /> -Tamam olurum, ama iki şartla<br />demiş, karısı..<br /> -Birincisi, acıtırsa hemen bırakacaksın. İkincisi.. Annemlerin evinin önünden geçmeyeceğiz!.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-77486372456365522702008-10-01T01:53:00.000-07:002008-10-01T01:54:30.180-07:00Temel hastanedeTemel bir gün hastaneye gitmiş hastenenin bir köşesinde bir adam hüngür hüngür ağlıyormuş. Temel sormuş niye ağlıyorsun uşağum diye. Adam:<br />- Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler.<br />Bu sefer Temel ağlamaya başlamış. Adam sormuş Temel'e "niye ağlıyorsun" diye; Temel cevaplamış:<br />- Ben de idrar tahlili yaptırmaya geldim daa.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2408486599119521360.post-10910043294250213102008-10-01T01:52:00.000-07:002008-10-01T01:53:46.650-07:00Almanya YolundaBir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok... O zamanlarda Almanya'ya hayvanlar bedava gidiyolarmış, bunlarda neleri varsa satıyolar ve bir inek kostümü alıyolar. Temel öne Dursun'da arkaya geçiyor ve gümrüğe gidiyolar gümrükteki memur bunları bir test edeyim diyor ve ineğin önüne bi tomar saman getiriyor<br />-Sen gerçek ineksen bu samanları yersin diyor. Temel mecburen yiyor ondan sonra memur bir kova su getiriyor<br />-Eger sen gerçek ineksen bunu içersin diyor ve Temel içiyor.. Memur bu sefer bi tomar taze ot getiriyo ve ineğin önüne koyuyor Temel mecburen yiyor... Artık Temel şişiyor ve bir lokma bir şey yiyemez hale geliyor. Ama bu sırada Temel başlıyor gülmeye. Dursun merak ediyor. Soruyor<br />-Ula Temel neden gülirsen. Temel de cevap verir<br />-Memur bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için bir tane öküz getiriyor...Unknownnoreply@blogger.com0