10 Ağustos 2008 Pazar

Turklerin Garip olumler

Balkona 50 kişinin çıkması sonucu meydana gelen toplu ölüm.(dudullu'da bir köyde nişan töreninde)

TEM'de seyreden araçtaki 5 kişinin radyoda oynak şarkı çalınca aracı sağa çekerek otoyolda göbek atmaya başlaması ve 3'ünün ayrı ayrı araçların çarpması sonucu ölümü.(adapazarı -hendek)
.Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısındaki taşı çıkarmak için ayağını silkeleyen kişiyi elektrik çarptığını sanan bir başkasının akımdan kurtarmak amacıyla kafasına kürekle vurup öldürmesi.(rize- tunca köyü

mühendisin kontrol için geminin buhar kazanına girdiği sırada bundan habersiz bir gemi personelinin kapağı kapatması ve geminin sefere çıkmasıyla mühendisin ölümü.(kocaeli)

Karabük demir-çelik fabrikasında 600 tonluk pres makinasının arasından emekleyerek geçen işçinin 2450 santigratlık fırından sigarasını yakmaya çalışırken can vermesi.(karabü k)Tıraş olurken berberin rahatlatır diye boynu aniden sağa sola çevirme hareketi sonucu küt diye boynu kırılan müşterinin koltukta rahmetlik oluşu.(erzurum)
Bir vatandaşın yatağındaki tahtakurusunu öldürmek için yaptığı ilaçlamadan sonra uykuya dakınca tahatakuruları yla birlikte zehirlenmesi. (bodrum-yalı kavak)

Bir lunaparkta kafadar iki gecebekçisinin uçan sandalyeyi çalıştırıp binmeleri ve durduracak kimse olmayınca inemeyip sabaha kadar kusarak hayatlarını kaybetmeleri. (göztepe)

Arkadaşları yla iddiaya tutuşup kafasıyla mermer bloku kırmaya çalışan medyatik karatecinin mermer yerine kafasını kırarak beyin travması sonucu ölmesi.(Istanbul- esenler)
Bir lunaparkta kafadar iki gecebekçisinin uçan sandalyeyi çalıştırıp binmeleri ve durduracak kimse olmayınca inemeyip sabaha kadar kusarak hayatlarını kaybetmeleri. (göztepe)

Zeki Adam Bill Gates

Bir hippi, Michael Jordan, Bill Gates ve Dalai Lama aynı uçakta yolculuk ediyorlarmış.

Oldukça yüksek bir irtifada uçarlarken, uçağın motorları birdenbire bozulmuş ve uçak hızla düşmeye başlamış. Pilot büyük bir telaşla yolcuların yanına gelmiş. "Beyler" demiş "biraz sonra yere çakılacağız ve sadece dört tane paraşütümüz var, biri bende!" deyip paraşütü ile uçaktan atlamış.

Michael Jordan hemen ayaga fırlayarak "Beyler" demiş
"Biliyorsunuz ben dünyanın en büyük sporcusuyum ve dünyanın benim gibi insanlara ihtiyacı var" ve bir paraşüt kapıp uçaktan atlamış.

Derken, Bill Gates de hemen ayaga fırlamış "Beyler" demiş
"Biliyorsunuz ben de dünyanın en zeki adamıyım ve dünyanın benim gibi zeki insanlara ihtiyacı var" ve o da paraşütlerden birini kapıp
atlamış.

Dalai Lama ve hippi birbirlerine bakmışlar. Dalai Lama "Evlat, ben
oldukça verimli ve bereketli bir hayat yaşadım, gerçek aydınlığı
buldum. Oysa senin önünde uzun ve güzel bir hayat var. Paraşütü al ve atla, kendini kurtar"

Hippi gülmüş:
"Endişelenme dede, kendini dünyanın en zeki adamı sanan, az önce benim sırt çantamla atladı!"....

Nöbetçi Amir

Nöbetçi Amir
1989 yılında çanakkale 116.jandarma er eğitim alayında askerlik yapıyorum...henüz çömez yani üç aylık bi onbaşıyım ve çavuş olana kadar da tüfekli nöbet tutmamız gerekiyor....su deposuna 2-4 nöbetine giderken değiştirici onbaşı dediki...diğer bölüklerin değiştirici onbaşıları çömez nöbetçilerle dalga geçmek için nöbetçi amiri numarası yaparlar..uyanık ol madara olma...ben bunu kafama takarak nöbete gittim....neyse aradan biraz zaman geçti...baktım karanlıkta bir kolluklu iki silahlı üç kişi yaklaşıyor....ulan dedim tamam bunlar beni işletecekler...bozuntuya vermeden:
- kimsin??
- nöbetçi amir..
- eller yukarda yaklaş...
parola işaret verdik birbirimize...
- nöbet defterini getir oğlum dedi...
ben,ya devrem ayıp olmuyor mu nöbetçi amir numarasıyla milletle dalga geçiyorsunuz dedim....biraz sustu...sonra:
- devrem ne yapalım biraz eğleniyoruz işte..askerlik başka türlü çekilmiyor dedi...ben:
- bırak kardeşim manyak mısın nesin ya gerçekten nöbetçi amiri olsan ben de seni buradan siktir etmeye kalksam askerliğim yanar..yapmayın böyle şeyler diye kızdım....neyse biraz konuştuk..bu arada ay ışığının yardımıyla kol bağını okudum
nöbetçi amir yazıyordu..tabi bende renk kalmadı...hemen esas duruşa geçtim..:
- komutanım özür dilerim ben sizi değiştirici onbaşılardan biri sandım....ne dese beğenirsiniz:
- takma kafana devrem...amir kolluğu mu yok..taktım bitane milletle dalga geçiyorum....ben hem rahatladım hem kızdım:
- ulan allahsız..ödüm koptu ne adamsın diyerek bunu omuzundan öyle bi ittimki tökezledi....ama arkasındaki iki silahlı emniyet nöbetçisi put gibi duruyor....kolluk sahibi bana yaklaştı:
- getir ulan şu defteri dedi hayvan herif....işe bak lan..adama nöbetçi amir olduğumuzu ispat edemiyoruz.....ne cins adama çattık filan...söyleniyor...ben dedim tamam iyi bi dayak yerim...mahkemeye de verirler..yandımki sorma....ama hiç öyle olmadı...allah için adam bana ne sövdü ne vurdu....nöbetine dikkat et oğlum....filan nasihat etti defteri imzaladı gitti.....sonradan öğrendim kıdemli bir yüzbaşıymış.....bu hadiseyi hatırladıkça gülerim..

Oyuncakların cinsel hayatı !



SAKIN !
Oyuncakları cansız varlıklar sanarak
çoluk çocuğunuzun eline vermeyin !!!

İşte oyuncakların cinselliği !!! Kimse kimseyi kandırmasın
Canlı cansız kavramı diye birşey yoktur, işte ıspatı

Ayrıca, sakın bunları bir insanın bu hale getirdiğini düşünmeyin
kimseye de söylemeyin, insanlara kendinizi güldürmeyin !


Çocuklarınızın erken ve kötü cinsel eğitimler almaması için
yine hiçbir fedakarlıkdan kaçınmayarak
Oyuncakların cinselliği hakkında birkaç bilgi topladık…

Tahrik edici Ördek ile seksi köpek önsevişme safhasında

Birileri yaramazlık yapmış !

Sanırım "Esas oğlan" "Esas kızı" Arabanın kaportasına yaslayıp değişip birşeyler denemiş
lâkin araba kirli olduğundan çok büyük ipuçları bırakmışlar…

Buyrun…

Avrupa Birliğinden Tam İşaret !

Yüzyıllardır “Avrupa Birliği” ne girmek
için çabalayan güzel ülkemizin beklediği işaret
“italya başbakan” ından geldi !!!
koşun işareti görün koş koş lan koooş

Çakan Çakmak Çakar Çakmak !

Sevgilinizi etkileyin…!!!

Yeni jenerasyonun sunduğu “penis çakmaklar” piyasada öyle çok tüketiliyor ki göremiyorsunuz bile, değil edinmek Anca fotoğrafını çekebildik sunuyoruz…
Ablalar… Abiler… Her derde dava.
Sarılın, Alın, Okşayın, Kullanın,
Yakın, Takın, Bakın, Yapın,
Oynayın ve ön önemlisi;

HAVANIZI ATIN…

Mart kedileri

Soğuk bir mart gecesinde genç erkek kediler dışarı çıkmak için süsleniyorlar.
Tam bu sırada küçük erkek kedi birinin kolunu çekiyor.
- "Abi nereye gidiyorsunuz? bende geleyim mi?"

- "Hayır, biz dişi kedilerle sevişmeye gidiyoruz sen gelemezsin"

Küçük kedi 2. ve 3 .günde şansını denemiş ama hep olumsuz cevap

- "Hayır, biz dişi kedilerle sevişmeye gidiyoruz"

Küçük kedi yine bir akşam üzeri dışarıya çıkmaya hazırlanan abilerine yaklaşmış

- "Abi bende gelebilirmiyim" diye sormuş.
babacan bir kedi;
- "Hadi gel bakalım sende öğren" demiş.
Küçük erkek kedi ve abileri cok soğuk ve karlı bir mart gecesinde sokaklarda dolaşmaya başlamışlar ve hemen bir plan yapılmış.

Bir evin çatısına çıkıp bekleyecekler ve aşağıdan dişi kediler geçerken saldıracaklar. Aynen plandaki gibi çatıya çıkmışlar başlamışlar beklemeye, kar yağıyor ve hava çok soğuk, aradan geçen 2 saatten sonra yoldan gelip geçen yok.

Abilerinin yanında bekleyen küçük erkek kedi iyice üşümüş ve titrek bir sesle abisinin koluna dürtmüş;

- "Abicim ben bi on dakika daha sevişir sonra giderim……."
BURASI TÜRKİYE !

YOK ÖYLE !

Gazeteler, dergiler ve medyadan toplanan süper 2004 haberleri…
14 OCAK
* Samsun’da bir bankanın Mecidiye Şubesi’ni soyan Mehmet Murat Pas, iki ay sonra aynı şubeye para yatırmaya kalkınca yakalandı.

22 OCAK
* Bursa’da manavda sivribiber kalmadığını öğrenen Sezer Kırbıyıklı ‘Bu nasıl manav?!’ diyerek domatesleri kurşunladı.

BİLMEMKAÇ ŞUBAT
* Erzurum’da tarihi koç heykelini evinin önüne çeşme yapmak isteyen adam yakalandı.
28 ŞUBAT
* Adapazarı’nda İnsan Hakları Ulusal Komitesi Başkanlığı’nca mahkumlar arasında düzenlenen resim yarışmasında mansiyon kazanan Gültekin Toker’in ödülü, tahliye olduğu için evine götürüldü. Polisi gören Toker kaçtı, ödül için geldiklerini öğrenince döndü.

24 MART
* Samsun’da otobüs durağı çalındı.

3 NİSAN
* Adana Kümes Hayvanlarını Koruma Derneği horoz dövüşü yaptırırken yakalandı.

24 NİSAN
* Erzurum’un Boşçakmak köylüleri, dört katlı apartman büyüklüğündeki kayayı, köylerine düşmesin diye halatla bağladı.

29 NİSAN
* Bursa İnegöl’e bağlı 3 bin nüfuslu Cerrati Beldesi’ne 3 bin kişilik cami yapıldı.

2 MAYIS
* Antalya’da iki kızıyla evden kaçan oryantal Hatice Topçu, eşi Celal Topçu’nun pantolonlarını, ‘Takip etmemesi için’ yanında götürdü.

25 MAYIS
* Radarı önceden haber veren ve kendisine yurtdışından gelen aleti gazete ilanıyla satmak isteyen adam yakalandı.

FİİL TARİH
* Trabzon’a bir hastaneye gidip, bugüne kadar hiç cinsel ilişkiye girmediğine dair rapor isteyen Mehmet Mısırlı ‘ya (46) ‘deli raporu’ verildi.

BİLMEMKAÇ HAZİRAN
* Zonguldak Limanı’na sığınan kuğuyu yediler.

24 HAZİRAN
* Savaş Ay, programına ünlü benzerlerini çıkardı, araya gerçek Ciguli’yi de soktu. Ciguli, benzerlik yarışmasında üçüncü oldu.

8 TEMMUZ
* Fransa’da oynanan Türkiye - Brezilya maçında, fotoğraf makinesini sahaya fırlatan Türk’ü, polis filmi tab ettirerek buldu.

16 TEMMUZ
* 178 ALO - RTÜK hattına başvuran biri, Sütaş reklamında gol atan inek Ayraniç’in memelerinin görünmesinden şikâyetçi oldu.

BİLMEMKAÇ BİLMEMNE
* Umut Sanat, Lara Croft filmi tanıtımı için ‘Türk Croft’ yarışması başlattı. Kadın kahramanı canlandırmak için siteye 19 erkek başvurdu.

FİİL TARİH
* Asuman Krause, ‘1. Geleneksel Boru Döşeme Yarışması’na hakem oldu.

15 EYLÜL
* Malezya Kralı Kapalıçarşı’dan halı aldı. Kral’a ikram olarak çay getiren garsonlar, halılara çay döktü.

4 EKİM
* Sakarya Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde görevli sağlık memuru Serkan Atasoy, eski gemi tayfası Cüneyt Veli’den iki saat yerine bakmasını istedi. Veli, elini kesen bir adama dikiş atarken bir doktor tarafından yakalandı.

5 EKİM
* İzmir’de, İzmir ve Nürnberg Emniyet Güçleri arasındaki ‘dostluk’ maçi 3 -0 devam ediyordu. Ancak Emniyet Müdürü Halil Tataş, ‘Dostluk maçı berabere bitmeli’ diyerek takıma yenilme talimatı verdi. Bu da olmayınca kaleciye Gol ye!’ diye bağırdı. Maç 3 - 3 bitti.
Trajikomik bir hikaye ile
Avrupa birliğine girme yolundaki Türkiye !

Serap EZGÜ ile SİZİN SESİNİZ programına hoşgeldiniz

Burcu ‘ nun
Hem üvey babası,
Hem kocası varmış ve bunlar aynı adammış
ve burcu’ cuk bunlar hakkında atıp tutmuş,
hem koca hem baba olan insancık adam ise bunlara cevap veriyormuş, ve
süper televizyon kanalının süper programı buna yer vermiş

84. Avrupa Halter Sampiyonası

Yine

Doğru dürüst, kaliteli yayıncılık ilkesi ile yayın yapan mükemmel televiyon kanallarından bir enstantane,

küçük bir harf hatasının nelere sebeb olabileceği hakkında süper bir örnek

Bilmemne kanalında saat bilmem kaç fakat

"Ailece seyredilen"
84. Avrupa halter şampiyonasında ülkemizi temsil eden

"Halil MUTLU" 3 adet altın madalya kazanırken…

Olayı açıklayan süper bir resim ve altında daha süper bir yazı

Ziya ve fenerbahçe sevgisi (Resim)


Sadece adının "ziya" olduğuna emin olduğumuz esrarengiz bir fenerbahçe taraftarı ülkemizi temsil etmek isterken olayı abarmış

Aynı ;
Selçuk beni bu akşam düdükleyecek !!! olayındaki gibi…

İşte Ziya abi ve fenerbahçe camiasına kattığı hatun kişi…
Ziya abi seninle gurur duyuyoruz

Avukat Petrocelli göt olursa

Unlu avukat Petrocelli nin kaybettigi tek dava...

Unlu bir futbolcu karisini oldurmekle suçlaniyordu..Futbolcu yakalanmisti... Ama karisinin cesedi ortada yoktu.. Durusma Amerikan filmlerindeki gibiydi.. Futbolcu sanik sandalyesinde oturuyordu.. Kucak dolusu parayla tuttugu avukati juriyi ikna etmeye ugrasiyordu:

-"Sayin juri, muvekkilimin sucsuzolduguna yurekten inaniyorum.. Buna az sonra sizler de inanacaksiniz.. Neden mi? Bakin, simdi 1'den 10'a kadar sayacagim ve muvekkilimin oldurdugu iddia edilen karisi bu kapidan iceri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."

Butun juri kapiya dondu... Kimse girmedi iceri.. Avukat bir savunma dehasiydi; oldurucu hamlesini yapti..
- "Bakin, siz de kadinin oldugune inanmiyorsunuz.. Cunku hepiniz iceri girecek diye kapiya baktiniz.. Iste karari buna göre vermenizi talep ediyorum.."

Juri, unlu futbolcuyu suclu buldugunu bildirdi ve dava bu sekilde sonuclandi.. Mahkeme cikisinda avukat, bayan juri baskanina yaklasti:

- "10'a kadar saydigimda siz de diger uyeler gibi kapiya bakmistiniz.. Neden böyle bir karara imza attiniz?"

- "Dogru" dedi juri baskani;

- "Ben de kapiya baktim, ama muvekkiliniz kapiya bakmiyordu!.."
Çiftcinin biri komsu barda otumus deli gibi icerken arkadasi
gelmis ve "Hey, bu guzel gunde niye sarhoslar gibi oturup icki iciyorsun ki?" demis..

Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz...
Adam : Bu kadar kotu olan sey ne?
Ciftci : Bugun oturmus bizim inegi sagiyordum. Kova tam dolmustu ki sol ayagiyla bir tekme atti ve kova devrildi.
Adam : Tamam ama buna bu kadar uzulmeye degmez...
Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz...
Adam : Sonra ne oldu?
Ciftci : Bende bir ip aldim ve sol ayagini yandaki direge bagladim...
Adam : Sonra ?
Ciftci : Tekrar oturdum sagmaya devam ettim . Kova tam dolmustu
ki sag ayagiyla bir tekme daha atti ve kova yine devrildi.
Adam : Yine mi?
Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz...
Adam : Sonra ?
Ciftci : Bende baska bir ip alip sag ayagini da yandaki direge
bagladim. Tekrar sagmaya basladim. Tam kova dolmustu ki aptal inek bu kez de kuyruguyla bir kova sutu devirdi..
Adam : Hmmm...
Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz...
Adam : Sonra ne yaptin peki?
Ciftci : Bende baska bir ip aradim bulamiyinca da kemerimle inegin kuyrugunu tavana bagladim. Ve tam o sirada pantolonum dustu ve
karim iceri girdi....

Bazi seyler vardir ki aciklanamaz..

Kadir İnanıra Bi.ittir Git

Murat kız arkadaşıyla buluşmak üzere sözleştikleri cafeye gider. Sevgilisini beklerken kafede Kadir İnanır'ı görür. Beklemeden gider ve tanışır. Biraz sohbet ederler sonra Murat sorar "Kadir abi birazdan kız arakadaşım gelecek. O gelince bana bi selam versen hava yapsam biraz olsa ?" der. Murat masaya döner sevgilisi gelir. Kadir İnanır bu genci kırmayıp masalarına gider elini gencin omzuna atıp "Naber" der. Murat döner gayet sakin bir şekilde cevabı yapıştırır; "Kadir bi siktir git ya"

Din Dersi

Hoca gençlere vaaz veriyor.
Gençler içki içmezseniz cennette sizi 40 cariye bekliyor.İçerseniz o şişeler boynunuza asılacak.
Gençlerden biri derki
Peki hocam o şişeler dolu mu olacak.
Hoca sinirlenir
Lan hayvan orda içkinin ne işi va.Orası meyhanemi.
Genç cvp verir.
E orda cariyelerin ne işi var hocam orası kerhane mi

Atla Şaşır

- Aşağıdaki yazıyı bir kere normal okuduktan sonra sadece başında - olan satırları okuyun. !

Abuzittin Efendi

- Abuzittin, köy sakinleri arasında en çok

sevilen kişiydi. İhtiyarları, gençleri ve

- çocukları severdi. Fırsat buldukça onları el-

ma şekeriyle besler, çeşitli oyunlar tertip-

- lerdi. Veya kimsenin haberi olmadan si-

yah kaplı kitaplar verirdi. Ayrıca bahçeyi e-
- kerdi.Bu onun en büyük zevkiydi.

Abuzittin hiçbir menfaat gözetmeden

- köy kadınlarına haftada bir gün si-

cimle örgü örmeyi öğretir ve di-

- kiş hakkında pratik bilgiler verirdi.

Haftanin salı ve perşembe günlerinde

- erkekleri bir salona toplar ib-

ni Sina efendinin emrettiği iyilik ve fit-

- nelik hakkında muazzam bilgiler verirdi.

Onu büyük küçük herkes severdi.

- Abuzittin öyle bir insandı ki si-

yah, beyaz giyer, sevmediği birini dahi çe-

- kiştirirken katiyen kalbini kırmazdı.

Abuzittin ders verirken cübbe giyerdi.

- Onun köy halkinca tanınan uzun si-

yah cübbesi vardi. O kadar uzundu-

- ki yerlere sürtünürdü. Onu beline bağlardı.

Onu taniyan ve işiten herkesin sevdigi

- Abuzittin bir gün öldü. Fakat yar-

dım ettiği insanların elinde tuttuğu top-

- rağı mezarında bir abide olarak kaldı.

Eski Dostum

Hemen kalkacak gibi fiyakalı dursan da
Ebedi bir uykuya dalmışsın eski dostum
Yastıkları koltuğa destek edip kalksan da
Artık güçsüz kalmışsın eski dostum

Bir zamanlar başını dik tutardın at gibi
Gökdelen binalarda 30. kat gibi
Durmadan çalışırdın rakkaslı saat gibi
Şimdi üç’ün biri kalmışsın eski dostum

Sağlığında, Ben, Senin aklına uyardım
Kendim üşüsem bile sıcak yere koyardım
Dantelli külotları senin için soyardım
Üzgünüm, son düdüğü çalmışsın eski dostum
Süt gibi bacakları kaldırırken havaya
Şimdi takat kalmamış zıplayıp oynamaya
Haline her bakışta başlarım kahkahaya
Gözünden malum yaşlar gelmiyor eski dostum

Açtığın bacakların sayısını unuttum
Kısmetsiz günlerinde ellerimle okşayarak avuttum
Bazen keltoş başını okşayarak uyuttum
Tedavülde kalmayan pulmuşsun eski dostum

Zevkini sen yaşadın işlenen günahların
Senin yerine hesap verecek benim yarın
Hiç cacığı olur mu pörsümüş bir hıyarın
Böyle sakin durmaktan gayen ne eski dostum

Kim demiş eski dostlar düşman olmazmış diye
Doğruysa. senin beni mahçup edişin niye
Yemek olsaydı yedirirdim kediye
Ben sana şimdi niye hammalım eski dostum.

Atın İntikamı

adamın biri iş icabı uçakla seyahatlere çıkıomuş.biqün seyahat sırasında uçak çöl e düşmüş.adam dışındaki herkes ölmüş.adamın burnu bile kanamamış..adam bakmış olcak gibi deil,yürümeye başlamış we bi süre sonra çölde susuzluktan ölme noktasına gelirken ileride 7-8kişinin kameralarla film çektiini görmüş we sürüne sürüne yanlarına gidip 'noolursunuz su su su werin bana' die yalwarmaya başlamış we adamlarda ''tamam weririz ,seni ewine kdrda bırakırız ama 1sahnede oynarsan ancak kabul ederiz!!demiş.adam sormuş'peki filmin adı ne?'adamlar;atını siken kowboy demiş adam çaresiz olduu içn kabul etmiş,atı sikmiltir..bu adamın hem karnını doyurmuş hem su werip ewine kdr bırakmışlar..biqün yine seyahat sırasında aynı yere aynı şekilde uçak düşmüş we yine adamın burnunda bile bi çizik yok..başlamış yürümeye 'suuu suuu' die feryad ederken yine aynı adamları görmüş we yine yalwarmış..adamlarda yine;eğer 1 seneryoda daa oynarsan kabul ederiz demiş..adamda hiç düşünmeden kabul etmiş..suyunu wermişler we suyunu içen talihsiz adam sormuş ''ee peki şimdiki rolüm ne?'' kameramanlarda ; ATIN İNTİKAMI demiş

Aşk Şiiri

Nasıl Anlatayım sana Baş harflere baksana


Sapına kadar

Erkek olan erkekler

Neredeler hangi deliğe girdiler

İbneleri evine götürüp

Sken bu deyyuslara

Erkekmisiniz ulan diye sormalı
Velakin şunuda sormalı

İbnelik, dönmelik, travestilik

Yollarında gidenler

Otobanda fuhuş edenler

Resmen kancıklık edenler

Uslanın artık eeey dejenere ibneler

Malafat görünce ağzı sulananlar

Taksici

Çocuğun biri herkese laf soktuğu için mahallede babasının başını belaya sokmaya başlamış.Babası dayanamamış tutmuş bi taksi çocuğu babannesine göndercek.Taksiciyide iyice tembihlemiş.Bak demiş sakın konuşma lafı koyar fln tmm mı,tmm abi demiş taksicide neyse bunlar kapının önüne geliolar çocuk binio taksiye uğurluyolar fln.Babası aynı şekilde çocuğuda tembihliyo sakın konuşma diye.Çocukta taksicide arabada patlıcaklar sıkıntıdan.Çocuk dayanamıyo başlıyo konuşmaya,Ya diyo benim anam çaycı babam çaycı olsa bende çaycı olurdum.Taksici ses vermiyo.Çocuk dvm ediyo.Anam dişçi babam dişçi olsa bende dişçi olurdum.Taksiciden hala tık yok.Çocuk diyo ya annem doktor babam doktor olsa bende doktor olurdum taksici dayanamıyo en sonunda.Ulan diyo anan orospu baban pezeveng olsa sen ne olurdun?
Taksici olurdum abi

Günahı var mıdır Hocam ? 1

[Günahı var mıdır hocam - Bölüm 1]

Herhangi bir türk gencinin herhangi mevkideki bir din görevlisine yazdığı şiirsel sorulardır…

ayıptır + günahtır şöyle başlar;

Bahar ayında çıkmanın
Çıplak kızlara bakmanın
Tutupda memeleri sıkmanın
Günahı var mıdır hocam

Açık saçık giydiyse
Kendisi gönül verdiyse
İsteyerek yanına geldiyse
Günahı yoktur oğlum
Beni çok istediyse
Gelip koynuma girdiyse
Kendi rızasıyla verdiyse
Günahı var mıdır hocam

Sıkı sıkı tutuyorsa
Bacağı omuza atıyorsa
Altına kendisi yatıyorsa
Günahı yoktur oğlum

Her tarafı görmenin
Kaldırıp eline vermenin
Sonra içine gömmenin
Günahı var mıdır hocam

Kızın aklı başındaysa
16-17 yaşındaysa
İçine rahat alıyorsa
Günahı yoktur oğlum

Derelerde seller aktıysa
Baharda yeller estiyse
Zorlanmadan aldıysa
Günahı var mıdır hocam

Omuzdaki bacak ise
Kızın arası sıcak ise
Eğer rahat ediyor ise
Günahı yoktur oğlum

Hamamda banyo yapmanın
Kızlara saç taratmanın
Ağzına verip yalatmanın
Günahı var mıdır hocam

Malı iyi kavradıysa
İleri geri salladıysa
Hocanın payını da ayırdıysa
Günahı yoktur oğlum

Türkçe Eş Anlamlılar

Kelime: "ibne"
Anlam: cinsel sapık, cinsi sapık, eşcinsel, homoseksüel, kulampara, luti, oğlan, oğlancı, puşt, sevici
Argo: ablacı, as solist, beş yıldız, beşlik, bursalı, çocukçu, düğme, dümbelek, esnaf, hafız, halka, inek, keçi, keriz, keskin, kova, kovan, kuzu, lağımcı, solucan, şapçı, tayıncı, tekerlek, tüne, veren, yatık, yavşak

Kelime: "sevişmek"
Anlam: aşıklık etmek, biriyle düşüp kalkmak, cilveleşmek, flört etmek, gezmek, gönül eğlendirmek, işi pişirmek, korte etmek, kur yapmak, muaşaka etmek
Argo: kesişmek, kırışmak, korta etmek, oynaşmak, paslaşmak
Kelime: "piç"
Anlam: besmelesiz, evlilik dışı çocuk, gayri meşru çocuk, haramzade, nesepsiz, veledi zina
Argo: cumartesi çocuğu, çul germe, dokuz babalı, fır, fırlama, kahpenin dölü, kapı aralığı, kopil, misafir tohumu, şunu bunun çocuğu, velet

Kelime: "oğlan"
Anlam: erkek çocuk, uşak, pipisi olan
Argo: eşcinsel, erkek, homo, homoseksüel, sapık, ibne, gay, travesti, verici, top, toparlak, godoş, delikli, ayol, zeki müren, yumoş

Kelime: "kız"
Anlam: acuze, amazon, avrat, bayan, boliçe, gelin, hatun
Argo: kukucu, vajinalı, motor, lolita, bakire, dişi, jenna james, zenne, beygir, at, tatu, britney

Kelime: "erkek"
Anlam: adam, bay, beyefendi, centilmen, er, erlik, erse, kavalye,
Argo: kızan, oğlan, sap, toparlak, pezevenk, lavuk, hırbo, kıro, lavunya, dallama

Kadınlar İçin

Pire Memet, istasyonda çok sıkışınca, gözü hiçbir şeyi görmez olup kadınlar tuvaletine doğrulmuş. Bir hemşehrisi önüne geçmiş: - Ne yapıyorsun, burası kadınlar için... Uçkurunu eline almış olan Pire Memet: - "Bu da kadınlar için!" deyip içeri dalmış.

Bir erkek içini ancak böyle döker

Bayan olmak kolaydır herhalde..istediğin zaman verirsin havalara uçarsın…
ya erkek olmak ?

ayıp, günah süper bir şiir !

ÇEKERİM O’SBİR

Yerak bakar daima semaya doğru
Mamcuklar sulanmış,zikim dosdoğru
Bilmem zokmak mı,zokmamak mı doğru
Zokmam,zokmuş sayıp çekerim o’sbir

Bin dilber geçer her gün önümden
Hiç biri domalmaz kendiliğinden
Ben demem ki “Domal zikem kötünden”
Domalmış farzedip çekerim o’sbir
Zikim kah sağ yana,kah sol yana yatık
Amma ekseriyet havaya kalkık
Domalsada zikmem kimseyi artık
Zikmiş gibi yapıp çekerim o’sbir

Mamcuk kovalarken yolumu şaştım
Köt peşinde nice dağ kaya aştım
Memo derki artık kendimden geçtim
Yollar bitmez ben çekerim o’sbir

Sulu mama pipim girse hoş olur
Fakat yaş zik memo’ya ne hoş olur
O’sbircinin ziki daima taş olur
Sen domal ben ziki sıvazlayim

Memo der,yanaşma zike boşuna
Domalsanda zokmam zikimi sana
Domalacaksan domal karşımda
Seyreyleyeyip zikim sıvazlıyayim

Dilber domalıpta,göğsün eğince
Memeleri ağır ağır sallanır
Ardı sıra geçip pompalar ise
Memelerin sallanışı hızlanır

Yürü dilber eteklerin sürünsün
Aç eteğini beyaz kötün görünsün
O vakit zik nasıl kalkar görürsün
Beyaz köte kara zikim yakışır

Mam dediğin bir küçücük kutucuk
Zike yorgan sıcacık yumuşacık
Hangi zik hangi mama girecek
Dar mama kalın yerrak zokulur

Körpe mam önünde zik inik durmaz
Kalkan ziki sıvazlamazsan olmaz
Memo derki insan o’sbirden ölmez
Güzel kız adama zik sıvazlatır

Bir kez yerağı mama bükmedim
Prensesler domaldı zikmedim
Otuz birden başka birşey çekmedim
Eh be memo vur taşlara başını
Başka iş yok okşa zikinin başını…
(Memo)

KayKay

Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh"
der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."

Vasiyet

hepimizin bildiği terimler yani küfürler kullanılarak yapılmış bir şiirdir bayaa bir cinsellik içeriyor sanırım

Okumak istediginize eminseniz ? ki sorumluluk kabul etmiyorum

VASİYET

Örnek alma çiçek çiçek dolaşan arıyı
Sonra erken biter pilin zikemezsin karıyı
Mutlu edersen gerdek gecesi taze gelini
Nimetle öpecektir her zikişte elini

Olmuşu dururken yeme meyvenin hamını
Helali varken zikme namahremin mamını
Yemeklere tat verir bir kaşık salça
Erkeği baştan çıkarır yuvarlak kalça
Kadının elinden düşmez tası, tarağı
Anının tacı eder iyi ziken yerağı
Ormana hayat verir diktiğin çam
Ömrüne ömür katar ziktiğin mam

Kırışık pantolonu düzeltir ütü
Yerağı dimdik eder kadının kötü
Kadının her yanı misler gibi kokmalı
Yerağı kötten önce sulanmış mama zokmalı

Pencereni açık koyma merdiven dayarlar
Mamını sokağa bırakma yakalayıp goyarlar
Yatağa girmeden önce bir güzel yıka
Onu mest etmek istiyorsan üç deliğide tıka

Arama her mamcıkta varmı diye bit, pire
Sonra talim edersin yıllarca otuzbire
Tadının vucudu tatlıdır benzer kovanda bala
Aklın varsa her noktayı bir güzel yala

Bilki dokuz nefsi vardır yataktaki gancığın
Hepsini doyuramazsan elinden gider mamcığın
Önemli olan senin değil kadının istediği andır
Dünyadaki en tatlı şey iki bacak arasındaki mamdır

Mala mülke güven ona her avrat gelir
Sana ayda yılda, dostuna hergün verir
Gençliğinde bol keseden harcama belini
Sonra kullanmak zorunda kalırsın elini

Bozulursa ara sıra evinin dirlik düzeni
Kadın aldatmaz kendisini iyi zikeni
Her kuşun önüne atma torbadan darıyı
Sonra başkası ziker elindeki karıyı

Kırkından sonra sanma kendini zampara
Mamcık şöyle dursun bu günlerde köt bile para
Bayrağı bayrak yapan üzerindeki kandır
Kadını kadın yapan kötü değil önündeki mamdır

Üzüm üzüme baka baka kararır
Kadın yerak yemezse susuz kalır sararır
Beli tükenmiş erkek erken uykuya dalar
Yeraksız kalan mamcığı evin köpeği yalar

Olsada başında oyalı yazma
Yatağa girince kadına az gelir kazma
Sahip çık gece gündüz bağ bahçe dalına
Yoksa acımadan goyarlar mamına

Şehvetli kadının memesi her zaman diktir
Arzusu ve isteği her zaman ziktir
Sensen ol her karıyı koynuna alma
Mamcığı zikmeden köte yakın olma

Kadını acele etmeden usul usul soymalı
Mamcığa hemen değil gıdım gıdım goymalı
Yırtık söküğü sağlam iplikle dik
Mutlu olmak istiyorsan karıyı iyi zik

Bi daha s..kersin olm

18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler.

Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.

Anne çıldırmıştır, bağırır çağırır ve "bunu yapan hangi domuz,bilmek istiyorum" der.

Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı bi baron iner ve kapıdan içeri girer.
Anne baba ve kızla beraber otururlar.

Herif, "kızınız durumu anlattı" der , "kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem" der, "ancak tüm sorumluluğu alıyorum" der.

Eğer bir kız çocuğu doğarsa;
Annesine bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı,

Eğer bir erkek çocuk olursa;
Birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap,

Eğer ikiz doğarsa;
Her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim, der.

Ancak düşük olursa….
O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve
" o zaman bi daha s……sin evladım" der.
Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Holandalı, bir de bizim Temel barda sohbet ederlerken sıra gelmiş memleketlerini övmeğe.. İngiliz, "Arkadaşlar.." demiş "Bizim biramız çok meşhurdur.. Harika biralar üretiriz içmeğe doyamazsınız.."

Fransız hemen girmiş konuya "Bizim kızlarımız meşhurdur.." demiş, "Öpmeye kıyamazsınız.."

Alman içini çekip " Hey gidi memleketim.." demiş, "Biz öyle arabalar üretiriz ki binmeğe doyamazsınız.."

Holandalı hemen atılmış, "Evlerimiz.." demiş, "Bizim dünya şirini evlerimiz meşhurdur.."
Bizim en meşhur şeyimiz övüncümüz KGB'dir.." demiş Rus, "Dünyanın bir ucunda sinek havalansa haberdardır!.."

Söz ona gelince İranlı "Halılarımız.." demiş, "Yumuşacıktır ve çok meşhurdur.."

Sonra hepsi birden suskun oturan Temel'e dönmüşler.. Temel sakin sakin bakmış onlara ve gülerek başlamış söze..

"Arkadaşlar bizim delikanlılarımız meşhurdur!.." demiş.. "Öyleki, alır Fransızın kızını, içer ingilizin birasını, atar Almanın arabasına, götürür Holandalının evine, yatırır İran halısının üzerine, çatır çatır öper, değil kocasının, KGB'nin bile ruhu duymaz.."

Sümbülzade Vehbi Efendi

Aşağıdaki şiir, edebiyat tarihimizin saygın şahsiyetlerinden Sümbülzade Vehbi Efendi’nin müstesna bir eseridir.

Şiirin hikayesi ise şöyle:

Bir gün padişah Vehbi Efendi’yi yanına çağırır ve:

"Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin" der. Ve işte sonuç aşağıda:

Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard eteğin beline, olmasın çamur aman.

Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.

Sen her zaman gelesin, ben Vehbi’ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

Dava

12 yaşında çocuk bir kadına tecavüz etmekten yargılanıyor. Tesadüf buya çocuğun avukatı da bir kadın. Kadın avukat mahkemede olayın imkansızlığını kanıtlamak için çocuğun pipisini çıkartıp mahkeme heyetine doğru sallıyor "sayın hakim bu kadarcık pipiyle tecavüz edilir mi hiç akıl var nizam var." O sırada çocuk avukatın kulağına eğilir. "Avukat hanım biraz daha sallarsanız davayı kaybedeceğiz !!"

Fettah Destanı

Ben oynak bir kızım 14-15 yaşında
Otururduk bir köşkte tarla başında
Büyümüştüm orada can havasıyla
Kızarmıştı her yanım güneş temasıyla
Fırlıyordu elbisemden dikleşen memelerim
Çınlatırdı bahçeyi şen şakrak sesim


Kalçalarım dolgundu dar gelirdi külotum
Tüylü şeftali gibiydi küçücük kukum
Artık kovalamazdım minik kelebekleri
Acayip bir hisle arar olmuştum erkekleri
Bir emektar aşçımız vardı fettah adında
Bana helva yapardı kıvamında tadında
Ben her sabah koşardım kelebek peşinde
Yorgun düşer dinlenirdim akşamın beşinde

Bir heves gelirdim bahçenin bucağına
Sık sık otururdum fettahın kucağına
Bilmem ne vardı içinde biraz huylanırdım
Fettah beni okşadıkça gıdıklanırdım

Bir gün yine otururken dizinde onun
Sertçe bir şey hissettim içinde pantolonunun
Dedim fettah nedir bu altımda kımıldayan
Kalçamın ortasına sertçe dayanıp batan

Bu temastan çok hoşlandım ben
Merak ettim nedir bu göster bana sen
Korkma yavrum dedi çükümdür o uyandı
Onun için az böyle kalçana dayandı

Hayır dedim inanmam o çükten çok büyük
Benim bildiğim çük bamyadan bile küçük
Fettah bu nedir nasıl şeydir göreceğim
Meraklıyım bilirsin görmezsem öleceğim

Fettah beni okşadı sonra önünü açtı
İlk gördüğüm armut gibi bir baştı
Çıktı sonra bir gövde oldukça kalınca
İşte yavrum çük budur böyle olur kalkınca

Çok genişler uzarsa yar..k derler adına
Kadın olsun kız olsun doyamazlar tadına
Hemen hepsi onun için can verir
Her şeyden daha üstün bir haz verir

Hem dinledim fettahı hem de çüküyle oynadım
Daha önce niye görmedim diye yandım

Fettah dedi bir ara kulağıma “meleğim”
Göreceksin ne tatlı gel ağzına vereyim
Bu sözle geçtim tamamıyla kendimden
İştahla yakaladım çükü ta dibinden

Çük büyüktü güçlükle kavrıyordu ağzım
Tanrım bu ne zevk her kadına lazım
Emiyordum var gücümle çükün başını
Hissediyordum fettahın saçımı kavrayışını

Aman dedim fettah ıslattı bir şey dilimi
Bırakma böyle sakın getir benim de belimi
Peki dedi fettah sen uzan şöyle meleğim
Sen çükümü yalarken ben kukunu emeyim

Köşedeki sedire arka üstü uzandım
Bilmem nedendir ateşler içinde yandım
Kavuniçi külotumu hızla çekip fırlattı
Dilini kukuma sokup sokup çıkarttı

Sağ eliyle okşuyordu mememi
Sol eliyle kavramıştı belimi
Oh bu ne zevk vel hasıl ister öp, ister em, ister ısır
Bu zevkle birden geldi belim
Titredi her yanım kavradı onu elim

Fettah dedim noksan geldi bana verdiğin tat
Getir şu kocaman çükünü kukumun içine kat
Fettah şaşırdı bu cesur sözlerime
Şöyle dedi sonra bakarak gözlerime

Olmaz dedi meleğim bozamam ben bu kızlığı
Sen daha çok küçüksün yapamam bu vicdansızlığı
Açtım bacaklarımı ısrar ettim
Dedim “fettah bekleme onu sana terk ettim”
Nihayet karar verdi geldi sedire uzandı
Onun sayesinde dünya yeni bir kadın kazandı…

İlk Gece..

Yeni evli genç balayı dönüşü arkadaşı sorar:
- Nasıl dı ilk gece?
Genç:
- İlk gece çok güzeldi çok eğlendik,çok içtik sarhoş olduk ve çılgınlar gibi seviştik.Sonra sevişme bitince ben evli olduğumu unuttum ve yataktaki karımı bir sokak fahişesi zannederek 100 dolar para verdim.
Arkadaşı sorar:
- Karının tepkisi ne oldu peki?
- 50 dolar geri verdi.

8 numaralı kutu

Doktorun biri yeni birmuayene açmış. Kapıya yazmış...'Vizite
ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz...'
Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor...Her gelen hasta iyileşip
gidiyor...Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş... Uyanığın biri doktora
gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı
çalmış...'Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin
tadını alamıyorum...'Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:'
Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin'Hemşire adama uzatmış kutuyu,
adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş...'Ama Bu bok!!!!!'
Doktor sakin, 'Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık..'Adam, parayı
ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş... Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir
hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun...'Doktor bey, ben de hafıza kaybı
başladı... Herşeyi unutuyorum...!' Doktor, adama şöyle bir bakmış yine,
hemşireye dönmüş, 'Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?' demiş.Adam,
hemen itiraz etmiş, 'Ama, o kutuda bok var!'... Doktor, 'Doğru! Bakın,
hafızanız da yerine geldi!....' Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış
dışarı...Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra..' Doktor!
Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey
yapamıyorum...'Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, 'Hemşire hanım
sekiz numaralı kutuyu getirir misin' diye seslenince, adam, tüm
hırsıyla,'Sikecem, seni de sekiz numaralı kutunu da...' diye
bağırmış..Doktor gayet sakin, 'Geçmiş olsun! Artık
yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!'

Günahı Var mıdır Hocam? 2

Herhangi bir türk gencinin herhangi mevkideki bir din görevlisine yazdığı şiirsel soruların 2.bölümüdür…

ayıptır + günahtır şöyle başlar;

Baharda kıra çıkmanın
Sütyensiz kıza bakmanın
Tutup memesini sıkmanın
Günahı varmıdır hocam ?

Bahar yeli estiyse
Kız sütyensiz gezdiyse
Sana gönül verdiyse
Günahı yoktur oğlum
Saçına toka takmanın
Eteği açıp bakmanın
Nikahsız çivi çakmanın
Günahı varmıdır hocam ?

Tokası cici ise
Eteği mini ise
Çivide yirmilik ise
Günahı yoktur oğlum

Gece koynunda yatmanın
Bacakları omuza atmanın
Avrupada seyahat yapmanın
Günahı varmıdır hocam ?

Sıkı sıkı sarıldıysa
Altına kendi yattıysa
Çıkarma diye bağırdıysa
Günahı yoktur oğlum

İnim inim inletmenin
Yatakta kök söktürmenin
Her vuruşu denemenin
Günahı varmıdır hocam ?

Hoşuna gidip inlediyse
Elleriyle kök söktüyse
Seninde vuruşun iyi ise
Günahı yoktur oğlum.

Çamaşır Makinesi

Karının biri gitmiş sormuş kocasına , "kocacım götüm nasıl sence?" demiş . Adam da "çamaşır makinesi" gibi cevabını vermiş . E hâliyle karı bozulmuş . Aradan bir gün geçmiş , adam karının yanına kıvrılmış , "karıcııım , hadi sikişelim." demiş . Karı da demiş ki , "Küçücük şey için makineyi çalıştıramam , bir zahmet elinde çitileyiver."
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinin İşletme Matematiği kitabından gerçek bir alıntıdır. Hiç dokunulmadan ve yorumsuz şekliyle sizinle paylasmak istedim…

Kitap Adi: İşletme Matematiği Yazar: Prof. Dr. Müh. Yilmaz Tulunay Sayfa: 173 ]

SORU

Amerika’ya lisansüstü çalışmalar yapmak üzere giden Mehmet, iki kız arkadaş edinmiştir. Bunlar Mary ve Nancy’dir. Mehmet’in deneyimlerine göre;

a)Mary olgun bir kızdır ve klasiklerden zevk almaktadir. Böyle bir yerde onunla 3 saat birlikte olmak 12 dolara mal olmaktadır. Diğer taraftan Nancy daha çok popüler eğlenceleri yeğlemektedir. Onunla böylebir yerde 3 saat birlikte olmanin maliyeti de 8 dolardır.
b)Mehmet’in bütçesi gönül işlerine ancak ayda 48 dolar ayırmasına olanak vermektedir. Ayrıca, derslerinin ve çalışma koşullarının ağır oluşundan dolayi, kız arkadaşlarına en fazla ayda 18 saatlik süre ve 40.000 kalorilik enerji ayırabılmektedir.

c)Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori enerji harcayan Mehmet, Nancy için bunun iki katını harcamaktadır. Eğer Mehmet’in Mary ile buluşmaktan beklediği mutluluğu 6 birim ve Nancy ile buluşmaktan bekledigi mutluluğun da 5 birim olduğunu biliyorsak, mutluluğunu maksimize etmek isteyen Mehmet’in sosyal yaşamını nasıl planlaması gerekecektir? Grafik ve cebirsel yoldan bulunuz…

CEVAP

Sayın Hocam, Bu Mehmet şerefsizi buradan Amerika’ya lisans üstü çalışma yapmaya gitti de herifin sikinin derdi bize mi düştü? Biz burada tahsili Bırakıp mala vurmaya başlasak bizi de böyle ballandıra ballandıra kitaplara yazarmısın? Neyse geçelim sorunun cevabına;

a)Bi kere bu Mehmet ibnesinde iki hatuna ayrı ayrı zaman harcayacak göt de para da yok, sıkarrrr. Ayrıca dünya piyasalarında saati 100 dolardan açılıp minimum 50 dolara kadar düşen seks tarifesi göz önüne alındığında, 3 saati 12 dolarlık yada 3 saati 8 dolarlık karılardan hayır gelmez. Muhtemelen Mary 68, Nancy 79 yaşındadır ve ikisinin de bu güne kadar yediği malın toplamı buradan amerikaya boru hattı olur. Bu durumda Mehmet’in hem vakit darlığı, hem malın genişliği, hem de para yokluğu sebepleriyle bu iki karıyla grup yapması gerekir. Mary olgun ve klasikleri sevdiğine göre önce Mary’ye saksafonu döşer, Mary saksafonda klasikleri icra ederken, yerinde duramayıp hop hop zıplayan ve popüler eğlenceleri seven Nancy öbür ikisinin götünü parmaklayarak eğlenir ve rahatlar.

b)Mehmet’in bütçesi (bu gönül işi tabirini ben anlamadım) s….. için ayda 48 dolara yetiyorsa zaten bu onun bunun çocuğunun 31 çekmesi daha uygun olur. Böylelikle iki ay para biriktirip bu çuvalların yerine doğru dürüst bir karıya zıplar ve sex için ayırdığı 40.000 kaloriyi iliğine kadar emdirip rahatlar.

Ama siz bu cevabı kabul etmeyeceğiniz için şöyle cevap verelim; Mehmetin bütçesi 48 dolara yetiyor ancak grup yapılacağından pazarlıkla miktar iskontosu alınır ve bütçe rahatlatılır. Böylelikle ayda ayırdığı 18 saati 3 saate bölersek 6 kez mala vurmuş olur ve her s ….. 40.000/6 = 6700 (yaklaşık) kalori harcar. Bu hayvan bir seferde kesintisiz 3 saat düdükleyebiliyorsa zaten amerikada kalması ve buralara dönmemesi hepimiz için hayırlı olur,ayyyyyrrrııııı. c)Mehmet Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori harcıyorsa yukarıdaki hesaba göre Nancy’ye sadece 6.700 - 5.000 = 1.700 kalori kalır ki bu da Nancy gibi falafoş bir popoyu sadece gıdıklar. Bu durumda birinden 6 diğerinden 5 birim zevk alan Mehmet’in mutluluğunu maksimize etmesi için kendisine g …….. vuracak birisini bulması gerekir.

Sonuç olarak arkadan almaya alışan Mehmet’in bundan sonraki sosyal yaşantısını kaşarlı bir ibne olarak planlaması gerekir. Bu sayede ayda 48 dolar tasarruf sağladığı gibi üste para da kazanarak bütçeyi de götü de genişletir. Saygılarımı arz eder grafik açıklamayı sözlü mülakatta bizzat üzerinizde uygulayarak yapacağımı belirtirim.

Çocuklar ve Sorular…

Olayın kahramanları Ç : Çocuk - B : Baba

Ç : Baba, sevişmek neden eğlencelidir ?
B : Sevişmek sana aynı, parmağınla burnunu karıştırmak gibi bir zevk verir, bu yüzden çok zevklidir.

Ç : Peki kadınlar neden erkeklerden daha çok zevk alırlar ?
B : Burnunu karıştırdığında burnun parmağından daha çok rahatlar, değil mi ?

Ç : Kadınlar neden tecavüze uğramaktan, bu derece nefret ederler ?
B : Tecavüze uğramak, yolda yürürken birinin gelip burnunu karıştırması gibidir. Bu hoşuna gider miydi ?

Ç : Hmm.. Kadınlar neden adet günlerinde seks yapmazlar ?
B : Burnun kanarken karıştırırmısın ? Onun gibi birşey.
Ç : Erkekler neden sevişirken prezervatif takmaktan hoşlanmazlar ?
B : Elinde eldiven varken burnunu karıştırmaktan zevk alır mısın oğlum ?

Ç : Baba, sana ooohaaaa demek istiyorum, süpersin yaaaaa !!!

Lastik(Mutlaka Okuyun)

Bir gün bir otobüse bastonlu beli eğri yaşlı bir adam binmiş. Arkalara doğru ilerlerken bir gencin oturduğu koltuğun önüne gelmiş. Gencin yer vermesini beklemiş ama genç kılını bile kıpırdatmamış. Yaşlı adam da "yer ver" manasında bastonunu sürekli yere vurmaya başlamış. Genç bu duruma sinir olup "Amca, bastonun ucuna lastik tak da ses çıkarmasın." demiş. Yaşlı adam da gence dönmüş ve:
"Zamanında baban taksaydı o lastiği senin yerinde ben oturuyo olacaktım."

Bush ve Clinton

Bush kalp krizi geçirmiş ve ölmüş, tabi doğru cehenneme..

Kapıda bushu zebani karşılamış…

”Cehennem tıklım tıklım dolu. Sana yer yok.. Ama sen tam cehennemliksin.
Bak ne yapacağım..
Burada senin kadar kötü olmayan üç cehennemlik var..
İçlerinden birini serbest bırakacağım. Onun cezasını sen çekeceksin. Tamam mı ?
Sana bir iyilik. Kimin yerini alacağına kendin karar ver..”

”Tamam” demiş Bush..
Zebani ilk kapıyı açmış.. İçerde Richard Nixon.. İçi yılanlar, piranalar dolu bir havuza dalıp dalıp çıkıyor.. Cehennemdeki kaderi sonsuza dek bu..

Bush ”Ben yüzmeyi ve dalmayı bilmem. Bu bana göre değil” demiş..

İkinci odada Tony Blair.. Elinde ağır bir çekiç.. Etrafta dağ gibi granit kayalar..

Sonsuza dek onları parçalayacak..

”Omzum sakat” demiş, ”Bütün gün taş kıramam..”

Zebani sonuncu kapıyı açmış.. İçerde Bill Clinton sırtüstü yatıyor. Ellerini başnın altında kavuşturup yastık yapmış.

İki yana açık bacaklarının arasına Monica Levinsky çömelmiş. En iyi yaptığı şeyi yapıyor..

Bush gözlerine inanamadan bakmış iki dakika.. Sonra sevinçle bağırmış..

”Tamam.. Ben bunu becerebilirim sonsuza dek..”

”Okey” demiş zebani.. ”Monica!!! Artık serbestsin. Cezan bitti.”

Uyanık Adam

Adamin biri hipermarketin manav bolumunde saticiyi ikna etmeye calismaktadir:
"Kiwi alacagim, fakat yarım istiyorum.
"Sacmalayin beyefendi, yarım kiwi olur mu?"
" Yok ben hepsini yiyemem, ben yarım kiwi istiyorum."
Olurdu olmazdi tartışmasına girerler, sonunda satış elemanı.
"Ben içerde müdüre sorayim, kiwinin yarisini satabilir miyiz?" deyip adamin yanindan ayrılır ve müdüre olayı anlatmaya koyulur...
"Patron bir oruspu çocuğu geldi, yarım kiwi istiyor, ne diyeyim?"
Lafını bitirir bitirmez arkasında birisi olduğunu farkeder, dönüp baktığında kiwi isteyen müşteriyle karşılaşır ve konuşmasına bozuntuya vermeden devam eder.
"Bu beyefendi de diğer yarısını istiyor..."
Mudur "tamam" der. Gonderirler müşteriyi. Sonra müdür satış elemanını yanina çağırır;
"Akilli bir adama benziyorsun. Zor durumdan cok iyi kurtardin kendini.. Nerelisin sen?"
"Yeni Zellanda"lıyım"
"Neden geldin peki Amerika'ya?"
"Orada iki çeşit insan vardir.. Fahiseler ve rugby oyunculari.
Mudur.."Benim karim da Yeni Zellanda'li" der.
"Oylee miiii, hangi takimda oynuyordu efendim?"

Uçaktaki Aslan

Uçakla bir ilden başka bir ilin hayvanat bahçesine vahşi bir aslan sevkedilir.

Bir hava boşluğunda aslanın kafesi açılır.
Garibin karnı da aç.
Havayı koklaya koklaya kokpit’ e kadar gelir, kapıyı açar.
Karşısına ilk gelene; " Seni yiycem !" der.

Adam gözleri fal kadar açılmış şekilde;
"Ama ben bu uçağın kaptanıyım, uçağı yönetiyorum. der.

Aslan kaptanın haklı olduğunu düşünerek

Onun yanındakine döner:
"Öyleyse seni yiycem" der.

O adam da "Aman aslan kardeş" beni yersen yolumuzu kaybederiz.
Yakıt biter. Düşer ölürsünüz." der.
Aslan bu adamında haklı olduğunu düşünür ve…

Arkasında bir ses duyar, döner bir bakar.
Fıstık gibi hostes !

" Ama artık seni yiycem." der

Hostes çaresiz:

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.
" Ye ! Ye de, akşam kaptanlar otelde seni ziksin." der ve bu hikaye biter.

Adana genelevi…

Adana genelevi önünde taksicilik yapan amcayı mahallenin yeni yetmeleri kandırıyorlar,
yalvar yakar edip ve bir kaç şişe de rakı hediye edince, taksici yaşları tutmayan genç grubunu geneleve sokmaya çalışıyor.

Kapıda aksi mi aksi bir de bekçi olunca işler epey zorlaşıyor, yine rakı hediyeleri, yine yalvarmalar falan…
Bekçi sonunda razı oluyor ve kurban bayramı sabahı getir gençleri diyor.

Gençler hevesli, bunca yıldır duydukları mekanı görecekler vs…

Sabah namaz sonrası taksici bunları genelevin kapısında bırakıyor.
Kapıda bir kuyruk ki sormayın gitsin.
Gençler taksiden inip, bekçi ile bir selamlaşıp sıraya girmeden küt giriyorlar kapıdan içeri.

Sıradaki kuyruk homurdanıyor, sesi yüksek çıkanlar itiraz ediyor tabi;
"Olur mu ya böyle, hem sıra bekletmedin, hem de yaşı tutmayan gençleri aldın
falan şeklinde…

Bizim bekçi de zaten aksi,
Başlıyor bağırmaya;

”Bunlar orspu çocukları.

Bayram sabahı analarının elini öpmeye geldiler.

Size ne ULAAAAAAAAAAN !!!…”

2 Yahudi..

2.dünya savaşında 2 yahudi almanlara esir olmuşlar.biri birine sormuş bize ne yaparlar.
öbürü anlatmaya başlar;1.bizi ya öldürürler yada bizi esir kampına yollarlar.
öldürürlerse sorun yok ama esir kampına gidersek 2 ihtimal var;ya bizi elektrikli sandalyeye ottururlar yada bizi gaz odasına sokarlar.
elektrikli sandalyeye oturursak sorun yok ama bizi gaz odasına sokarlarsa 2 ihtimal var;ya bizi sabun yada kagıt yaparlar demiş.
sabun olursak sorun yok ama kagıt olursak 2 ihtimal var;ya bizi gazete kagıdı yada wc kagıdı yaparlar.
gazete kagıdı olursak sorun yok ama wc kagıdı oldumu 1 ihtimal var.
o zaman boku yedik...

Uluslararası sevişme istatistikleri

Uluslararası bir firmanın yaptığı anketler doğrultusunda;

Ülkelere göre insanların sevişme süreleri ve sonuçları araştırılmış falan.

Araştırma sonuçları aşağıda duruyor bakın bari.

Araştırmalar sonucunda çıkan istatistikler falan

İngilizler :

25 dakika sevişiyorlar..
ama hızlanan bir tempoyla işi sert bir şekilde sonuçlandırıyorlar..

Fransızlar :

2 saat sevişiyorlar..
bunun ilk 1 saat 15 dakikalık bölümü ön sevişme ve çeşitli aşk oyunlarından ibaret..
çiftler arasında romantizme büyük önem veriliyor…

Türkler : ‘de ise bu süre 3 saat 5 dakika..

3 saat dil döktükten sonra hatun ikna olursa…

5 dakikada allah ne verdiyse işte öyle öf

Karpuzcu..

Bir gün padişahın biri bir emir vermiş;
- ''çevreden geçen tüm seyyar satıcıları bana getirin'' demiş. vezirleri dışarı çıkmış bir bakmışlar erik satıcısı geliyo hemen yakalayıp padişahın yanına götürmüşler.
padişah;
- ''bütün eriklerin *ötüne sokulmasını'' emretmiş.
onlarda yapmış bu arada adamda can acısından ağlayıp duruyormuş arkadan elmacı gelmiş onada aynısını yapmışlar o dahada fazla ağlamış ondan sonra da ayvacı padişah yine aynı emri vermiş ama bu sefer ayvalar girdikçe ayvacı gülüyormuş bu padişahın dikkatini çekmiş;
- ''bundan önce gelenlere daha küçüğünü sokturdum ama onlar ağladı sen niye gülüyorsun'' diye sormuş.
ayvacı;
- ''ben arkadan gelen karpuzcuyu düşünüyorum'' demiş...
Fatih Ürek,
Kuşum Aydın,
Aldo ve Dr.Bilal ölmüş.

Tanrı onları cehenneme atmış.

Azrail‘le başbaşa kalmışlar.

Azrail hepsini alıp, büyük bir odaya götürmüş ve

-"ŞU KÖŞEYE SIÇIN!" demiş.
Hepsi bunu kabul etmiş ve dediğini yapmışlar.

Daha sonra Azrail :

-"ŞU KÖŞEYE DE SIÇIN!" demiş.

Tekrar hepsi bu isteği de yapmışlar.

Azrail tekrar :

-"GİDİN ;

ŞU KÖSEYE DE SIÇIN" demiş.

Tümü Azrail‘in suratına sinirli bir ifadeyle bakıp, göt korkusundan, ıkına sıkıla o köşeye de sıçmışlar.

Azrail tekrar :

-"GİDİN ;

ŞU KÖSEYE DE TEKRAR SIÇIN" demiş.

Fatih Ürek kızarak :

-"AAA! AMA BU KADARA DA OLMAZ Kİ !!!" demiş.

Bunun üzerine Azrail :

-"SUSS LAN !!

O GÖTÜN NE İŞE YARADIĞINI ÖGRENENE KADAR SIÇACAKSINIZ !!!"

Çorum..

Bir baba oğlunu Bolu'ya okula gönderir. Çocuk bir müddet sonra;
- ''baba burası Bolu kızlar dolu para bitti kızlar gitti'' der. Babası bunun üzerine çocuğa para gönderir. Aradan bir kaç ay geçtikten sonra çocuk yine;
- ''Baba burası Bolu kızlar dolu para bitti kızlar gitti'' der. Babası yine para gönderir. Biraz zaman geçmeden çocuk yine;
- ''Baba burası Bolu kızlar dolu para bitti kızlar gitti'' der.
Babası bunun üzerine;
- ''Oğlum burası Çorum ananın a....na korum para bitti anan gitti'' demiş.

Yurdum insanının HİTAP şekilleri…

Adamın veya kurumun biri tutumuş bir araştırma yapmış ve…

Türk insanının en çok kullandığı “HİTAP ŞEKİLLERİ” ni sanırım kullanılma sıklıklarına göre bir araya toplamış…

Buyrun…


a.. usta
b.. şef
c.. genç
d.. şampiyon
e.. pehlivan
f.. delikanlı
g.. kaptan
h.. kardeş
i.. hemşerim
j.. birader
k.. bacım
l.. üstad
m.. hoca
n.. lan piç
o.. götlalesi
p.. lam
q.. lan
r.. hödük
s.. kuzen
t.. baba
u.. kopil
v.. denyo
w.. yenge
x.. hocam
y.. arkadaşım
z.. oğlum
aa.. ulan
ab.. lan
ac.. abi
ad.. gardaş
ae.. pişşşt
af.. aloooaaa!
ag.. hoooop!
ah.. ortak!
ai.. memur bey!
aj.. gülüm
ak.. yiğidim
al.. bey
am.. hanım
an.. kuzum
ao.. cancazım
ap.. yavru kuş
aq.. evladım
ar.. kamil
as.. hacı
at.. topraam
au.. gözüm..
av.. yingee
aw.. abee
ax.. dallama
ay.. lan zibidi…
az.. millet
ba.. güzelim
bb.. yakısıklı
bc.. hafız
bd.. bilaaader
be.. muhterem
bf.. muhterem din kardeşim
bg.. eleman
bh.. patron
bi.. doktor
bj.. çakal
bk.. kulli
bl.. y…rraaam(!)

Bunlar haricine kullandığınız hitap şekli var mı ?

Papağan ve Kadın..

Kadının biri bir petshop a gider ve :
- "Bir papağan almak istiyorum".
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım".
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum".
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu".
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum".
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..."
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır.
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?"
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem."
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem"
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi"
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler"
diyeceğim.
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi"
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"

Issız ada

Fırtına apansız bastırınca, koca gemi bir anda denizin dibini boyladı.

Adam, ıssız bir adanın sahilinde gözlerini açtı.

Ne gelen vardı ne giden…
Ne araç vardı ne gereç…

İstersen muz ve hindistan cevizi, istemezsen muz ve hindistan cevizi…

Hayatı boyunca evi dışında beş yıldızlı otellerden başka yere adımını atmadığından, bir süre ne yapacağını bilemedi…

Sonra dört ay boyunca muz yeyip, hindistan cevizi suyu içti.

Geçmişte kalan o güzel günleri düşünerek gözlerini denize dikip, kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu…

Bir gün sahilde uzanmış yatarken, gözünün ucunda bir hareket hissetti.

O da ne ?

Bir sandal ve kürekte o güne dek gördüğü en müthiş kadın…

Son sürat geliyor…
İnanamadı… "Nereden geliyorsun ?" diye haykırdı ve ekledi "Buraya nasıl geldin?"

"Adanın öteki tarafından…" dedi kadın, "gemi batınca oraya çıktım."

"Ne şans, benden başka kimsenin kurtulduğunu sanmıyordum. Kaç kişisiniz ?"

"Başka kimse yok, sadece benim. Sandal da gemiden değil. Gemiden çöp yok…

"Adamın aklı karıştı… "O halde sandalı nereden buldun?"

"Basit" dedi kadın.

"Adada bulduğum malzemeyle yaptım…
Kürekler sakız ağacı…
Zemini palmiye dallarından ördüm, yanlar okaliptüs…"

"Ama, ama bu imkansız, aletlerin yok nasıl becerdin ?" dedi adam.

"Pek de sorun olmadı.
Öteki tarafta sıra bir alüvyon kaya oluşumu var.
Fırında belli dereceye ısıtılınca işlenebilir yumuşaklıkta demir elde ediliyor.
Alet yapmak için kolayca kullandım…

Boşveer bunları. hadi göster, nerede yaşıyorsun ?"

Bön bir ifadeyle orada yaşadığını itiraf etti adam…

Aylardır oracıkta sahilde yatıp kalktığını…

"Öyleyse bana gel benim yerime…" diyerek kadın küreklere asıldı.

Birkaç dakika sonra küçücük bir iskeleye yanaştılar…

Adam sahile göz atınca az daha sandaldan düşüyordu.

Mavi beyaz boyalı kulübeyle, iskele arasına taş döşeli yürüme yolu bile yapılmıştı !

Eve girerlerken kadın omuzlarını silkti,
"Pek rahat sayılmaz ama ben yine de ev diyorum işte…

Otur lütfen, bir şey içer misin ?"

"Hayır, hayır teşekkürler…" dedi adam.

Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı.
"Daha fazla hindistan cevizi suyu içemeyeceğim artık…
Tahammülüm kalmadı…"

"Hindistan cevizi suyu değil ki…
İmbiğim var, Pink Colado’ya ne dersin?"

Adam hayretini gizlemeye çalışarak ikramı kabul etti.
Kanepeye oturarak sohbete daldılar.

İkisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten sonra kadın,
"üzerime rahat bir şey giyeceğim" diyerek ayağa kalktı.

"Duş yapıp traş olmak ister misin ? Üst kattaki banyo dolabında jilet var."

Adam artık olayı sorgulamaktan tamamen vazgeçmişti…

Banyoya girdi, dolapta kemik bir sapın içine sıkıştırılmış oynak mekanizmalı iki deniz kabuğundan yapılma ustura onu bekliyordu…

"Bu kadın inanılmaz" diye mırıldandı…

"Bakalım bundan sonra ne var ?"

Döndüğünde kadın onu gardenya kokuları içinde, stratejik bölgeleri üzüm yapraklarıyla örtülü olarak karşıladı…

Sadece üzüm yaprakları…

Yanına oturmasını istedi.

Sonra yavaşça sokularak fısıldadı…



"Söyle bana yakışıklı, ikimiz de uzun süredir bu adadayız…



Çok yalnız olmalısın, eminim şu anda yapmak için kıvrandığın bir şey var…



Hani burada tek başına geçirdiğin aylar boyunca en çok yapmak istediğin…

Anlıyorsun değil mi ?



Gözlerinin içine bakıyordu…



Adam duyduklarına inanamadı…



"Yani…" dedi.





"Buradan e-mailimi kontrol edebilirmiyimmm ?"

Taksiye Binemeyen Adamın İntikamı

Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...

Hayganos ve Hagop

Hayganos ve Hagop 75 ve 80 yaşlarında, Feriköy’de yaşayan yaşlı bir karı kocadır.

Bir gün Hayganos tombul vücudunu koltuktan ayırarak muzip bir eda ile Hagop’a;
"Hagop Efendi, lakin hatirlorsun evde yalniz kalince bir şeyler yapar idik.
Ben yatak odasına gidoorum!"

Hagop; "Heee ka yavrus, geloruum."
Az sonra Hayganus yatak odasından seslenir;
"Hagop efeeeeendiiiii! Gelooorsuun! Şehvetim kaçooor!"

Hagop; "Heee! Heee! Heee!"

Biraz sonra yine Hayganos;
"Hagop efendiiiii lakin geldin, geldin yoksam şehvetim gidoooor."

Hagop hemen cevap verir;

"Ağzina sictiğimin karisi, sen orada mezar açmiş bekleeeorsun, ben burada ölü diriltooorum. "

Seninki de Bir Şey Mi?

Köyün zenginlerinden ağanın oğlunu evlendirmeye karar vermişler. Bir sürü kız göstermişler en sonunda 5 tane gelin adayı kalmış. Oğlan demiş ki bir şartım var evlenecem ama bu gelin adaylarıyla ben yalnız başıma tek tek görüşeceğim. Tamam demiş aracılar.

Birinci gelin adayı gelmiş oğlan çıkarmış zikini bu ne demiş

- yayak demiş.

Bu olmaz demiş aracılara.
İkinci gelin adayı gelmiş oğlan çıkarmış zikini bu ne demiş

- yayak demiş.
Üçüncü dördüncü derken hepsi aynı cevabı vermiş. Sıra beşinci gelin adayına gelmiş. Gene çıkarmış göstermiş gelin adayı pipi demiş. Tamam demiş ben bununla evlenirim. Düğün dernek kurulmuş. Evlenmişler zaman geçmiş. Oğlan demişki ben sana gösterince sen neden pipi dedin demiş. Eee demiş kız, sen bide Rüstem in oğlu Veyselin’kini görseydin. Onunki’nin yanında senin ki yayak mı demiş.
9 Ağustos 2008 Cumartesi

Kediyi Vuran Dalga

Bir gün hamile bir kadın mağazada alışveriş yaparken, bir çatışma çıkar ve vurulur.Kadını hastaneye kaldırırlar. Doktor ameliyat sonrası kadına:
"Hanımefendi hayati tehlikeyi atlattınız. Ancak iki kursunu çıkaramadık. Bunlardan biri doğacak olan kız çocuğunuza diğeri ise erkek çocuğunuza isabet etmiş. Şimdi çıkarırsak ölürler. Ancak üzülmeyin ileride bu kurşunları vücutlarından atarlar. Kadın doğum yapmış. Çocuklar sağlıklı. Aradan yıllar geçmiş. Kız çocuğu bir gün bahçede oynarken "Anne anne çabuk gel" diye bağırmış. Annesi telaş içinde "Ne oldu kızım?" diye kosmuş. "Bak anne vücudumdan bir demir parçası çıktı. Kadın sevinmiş: "Telaşlanma. Doktor amcan demişti. Bak kurşunu vücudundan attın. Bundan birkaç gün sonra bu kez erkek çocuk bağırmış. "Anne anne çabuk gel!" Kadın yine telaşla koşmuş: "Ne oldu oğlum?", "anne, mastürbasyon yaparken kediyi vurdum!"

O Zaman Git Kapıyı


Bir gün arkadaşın yolu malum haneye düşmüş. Bbakmış kapıda”bir posta 30 ytl”yazıyo.

Bütçeyi kontrol ettikten sonra dalmış içeri. orta yaşlı bi karıyı vermişler buna. Neyse uzatmayalım, geçmişler odaya. Kadın –”önce 50 ytl’yi alayım” demiş. Çocuk da ne ellisi diye sorunca –”posta 50’si” demiş. Bu sefer çocuk;”nasıl olur ama, kapıda 1 posta 30 ytl yazıyo” diyince de o veciz cevap gelmiş:”GİT O ZAMAN KAPIYI ZİİİİK.”….

Küfürbaz Papağan

Kadının biri papağana merak salmış tüm şehri gezmiş papağanlar pahalı en son bi tane bulmuş yarı fiyatına demişki bu niye bu kadar ucuz ? satıcıda biraz küfürbaz demiş kadının umrunda diil hayvan alt tarafı ne kadar olabilir demiş ve almış.

eve gitmişler kadın papağanın yanına gelmiş papağan hoşgeldin orospu demiş kadın kızmış ama unutur demiş arkadaşlarıyla gelmiş hoşgeldiniz orospular demiş kadın iyice kızmış geri vermeye karar vermiş ve götürmüş aldığı yere. adamında paraya ihtiyacı var demişki siz bunu bırakın 3 gün sora gelin unutmuş olacak küfürleri kadına mantıklı gelmiş ve gitmiş kuşçu suyu kaynatmış demişki kadın eve gelirse ne diyeceksin

hoşgeldin orospu diyeceğim demiş
kuşçu basmış kaynarsuyu kafasından aşağı
ne diyeceksin demiş
hoşgeldiniz hanımefendi diyeceğim demiş
peki ya bayan arkadaşlarıyla gelirse demiş
hoşgeldiniz orospular diyeceğim demiş
yine basmış kaynar suyu
hoşgeldiniz hanımefendiler diyeceğim demiş papağan

kuşçu tamam artık küfür etmez demiş kadında bi deneyelim demiş ve sormuş papağana

ben eve gelince ne diyeceksin
- hoşgeldiniz hanımefendi
ben bikaç bayan arkadaşımla gelirsem ne diyeceksin
- hoşgeldiniz hanımefendiler demiş
peki erkek arkadaşımla gelirsem ne diyeceksin
- hoşgeldiniz beyefendi ve hanımefendi demiş
peki ya bikaç erkek arkadaşımla gelirsem ne diyeceksin demiş
papağan kuşçuya dönüp oğlum hasan kaynar suyu hazırla bu karı harbiden orospu demiş

Pollyanna Tecavüze Uğrarsa

1- Şükürler olsun… Arkamdan girmedi…

2. İyi ki spermlerin hepsini yutmamışım, DNA testinde lazım olur.

3. Iyi ki orgazm olmadim, sonra adim kötü kiza çikardi.

4. Küçüktü iste… Evet evet küçüktü… Bir sey hissetmedim bile. 5. Kizligimi kime verecegim stresinden kurtuldum…

6. Böylece bu ihtiyacimi da gidermis oldum. Sonuçta yemek, içmek gibi dogal bisey bu!

7. Çoraplarimi, ayakkabilarimi, üstelik bluzumu çikarmadi üzerimden, bir de giyinmekle ugrasmayacagim en azindan.

8. Bir gün olsun rol yapmadan sevismis oldum, oldugum gibi oldum, üzülmem Degil sevinmem gerek.

9. Birini mutlu etmek ne güzel bir duygu.

10.Tesekkür ederim size amcacigim. Tecavüze ugramis insanlarin neler hissettiklerini daha iyi anlamama yardimci oldunuz. Binlerce tesekkür size.

11.Neyse ki teker teker geldiler…

12.Neyse ki zevk alabildim… Ya bi de iktidarsiz olsaydi???

13.Cana gelecegine mala gelsin.

14.Tecavüz etmedi ki, ben verdim…

15.Böylece baska birine tecavüz etmez daha.. Ne güzel tanimadigim bir magduru kurtardim.

16.Oh be cigerlerim ferahladi valla ! [ zenci tecavüzcü sorunsali ]

17.Allahtan ilk degil…

18.Ömrü boyunca bu deneyimi yasayamayacak insanlar da var, yazik.

19.Iyi ki dün agda yapmisim, yoksa rezil olacaktim adamcagiza.

Temel ve Dursun bir bankayı soymaya karar vermişler. Bankayı soymuşlar, paralarla kaçarlarken bunların peşine polis düşmüş. Polislerden biri bağırmış bu esnada "duuur, orospu çocuğu!". Temel Dursun'a dönmüş:
- "Sen kaç Dursun, beni tanıdılar!"

Sıradan Gel!

Karlı bir kış günü genç bir adam dagda mahsur kalmış soğuktan ve açlıktan ölmek üzereyken bir ışık görmüş, ışık bir evden geliyormuş.

Neyse adam evin kapısını çalmış, kapıyı yaşlıca bir kadın açmış adamı içeri almış, adam açım susuzum filan derken neyse adamın karnını doyurmuş yatarken yaşlı kadın iki kızını çağırmış, adama tanıtmış, bak demiş bu büyük kızım geçen yıl dul kaldı, bu küçük kızım halen bekar.
Biz bu evde üçümüz yaşarız… adam bir bakmış hepsi birbirinden güzel ama yani ayıp olacak neyse akşam olunca yatmaya karar vermişler, ama kadın fazla yatağımız ve odamız yok demiş biz kızlarla beraber yatarız sende yerde yatarsın demiş adama…. adam kabul etmiş ve hepsi aynı odada yatmışlar…. biraz zaman geçince adamın aklına tabi malum aktivite gelmiş ama nasıl olur hepsi beraber uyuyorlar diye sesini çıkaramamış…. biraz daha zaman geçince, dul kız başlamış sayıklamaya:
- Dula gel, dula gel diye adam dayanamamış tabi hemen çıkmış yatağa dula sokulmuş, biraz takıldıktan sonra bekar kız başlamış konuşmaya:
- Bolu bırak dara gel, bolu bırak dara gel… adam mutlu bir şekilde kıza yönelmiş ama arada anne yatmakta…. adam tam geçerken kadının üstünden kadın başlamış sayıklamaya:
- B.k yeme sıradan gel, b.k yeme sıradan gel..

Gömün O.Ç nu

köyün birinde her laftan sonna a.q diolarmış.nese bu köyde bi adam olmus,ve o köyde hoca yoqmus,karsı köye gitmişler ordan hoca çagırmıslar tabe bu yeni hoca bilmio bunların her laftan sonna a.q dedigini..nese gitmişler mezarlıga hoca demiş.
hoca - hakkınızı helal edionusmu
cemaat - edioz amına koyam
hoca sasırmıs bidaha soram demiş
hoca - hakkınızı helal ediyonusmu
cemmaat - edios amınıa koyam demiş
hoca -sanmıs çok kötü biri hehalde
hoca - bidaha soram demiş hakkınısı helal edionusmu
cemaat - edios a.q
hoca - gomun orospu çocugunu

Kayıkçı Ali

Vakti zamanında İstanbul’da Sarayburnu ile Büyükada arasında 2 kişilik kayığıyla bir nevi taksicilik yapan Ali isminde yiğit mi yiğit, yakışıklı mı yakışıklı , çapkınlığıyla da dillere destan bir kayıkçı varmış. Müşterileri çoğunlukla son vapura yetişmesi asla mümkün olmayan, Büyükada’da ikamet eden Kumkapı meyhanelerinin gayrimüslim konsomatisleriymiş. Konsomatis dediysek, sakın ola umumi kadın ile karıştırılmaya…
Dönemin konsomatisleri, efkar dağıtılan meyhane ve pavyon sofraları müdavimlerini daha ilk kadehi yudumlamadan sarhoş edecek kadar guzel ve bir o derece de namuslularmış. Müşteriyle ilişkileri sadece ve sadece müessesenin onları kolayca sövüşleyebileceği kıvama kadar sarhoş etmekmiş.


Lakin bu kadınların ortak yanları varmış ki, o da bizim Kayıkçı Ali’ymiş.

Ali’nin kayığına binip de, Büyükada’ya varmadan, Heybelinin hemen arkasında mehtap altında, dalga üstünde Ali’nin tezgahından geçmeyen yokmuş. Ali de Ali’ymiş hani…

Öylesine bir çekiciliği varmış ki, kayığına müşteri olup da kürek çeken kaslı kollarını, ayışığında parlayan kavruk tenini gören daha Kınalı’ya bile varmadan Ali’nin karşısında bir mum gibi eriyormuş.

Eee, Kayıkçı Ali de müşteri velinimettir anlayışıyla hiç birine hayır demiyor sessizce işini görüyor, velakin kayıkta olanı biteni asla ve asla hiç bir mecliste mevzu bahis etmiyormuş. Günlerden bir gün, Çukurova’nın güzelliği ve dirayeti dillere destan, uğrunda bıçaklar çekilen kurşunlar atılan, mekanlar basılan Afet-i Devran Neriman’ı Kumkapı’nın en ünlü meyhanelerinden birine transfer olmuş. Bu Neriman; Venüs kadar güzel, lakin Rahibe Teresa kadar da frijitmiş. Rivayet olunurmuş ki Neriman’ı tezgahından geçirecek er kişi henüz ahir zamana intikal etmemiş, o mübarek ana o yavuz yiğidi daha doğurmamıştır… Her nasılsa Temmuz gecelerinden bir mehtaplı gecede , Afet-i Devran Neriman’ın Büyükada’ya gitmesi icab etmiş. Çevresindekiler acele etmemesini sabahı, ilk vapuru beklemesini önermişler. Dinlemeyip ısrar edince de Ali’nin namını anlatmislar. Şuh bir kahkaha savurmuş Neriman:

- ‘Hahahayyyyt, demis, O kayıkçı parcası mı namusuma el sürecek?’

Aman yapma etme büyük konuşma, Ali’nin kayığına binip de donuna dokunmadan inen yok demişler.. Dinletememişler. Nihayet binmiş Neriman Ali’nin kayığına.. Çek demiş Büyükada’ya.. Hayhay demiş Ali.. Vira bismillah çekip asılmış küreklere. Moda burnu hızasına geldiklerinde, Neriman dayanamayıp göz ucuyla kaçamak bakışlar atmaya başlamış Ali’ye… Bir yandan Ali’nin namınının hiç de haksız olmadiğını düşünürken bir yandan da içinde kıpraşan karşı koyamadığı arzuya gem vurmaya çalışıyormuş. . Bir kaç kez göz göze gelmişler… Ali hiç ses etmemiş. Derken Neriman’ın kaçamak bakışları sıklaşmış.. Zaptetmeye çalıştığı arzuları çoştukça coşuyormuş..

Öte yandan da uğruna erkeksiz yaşadığı belki de eline erkek eli değmeden mundar olup öte aleme hicretine sebep olacak namı geliyormuş aklına… O, içinde böyle fırtınalar yaşarken, Ali sessizliği bozuvermiş , bir yandan küreklere asılırken bir yandan da nasihat verir gibi, of çeker gibi mırıldanmaya başlamış:

- ‘Derleeeeeer, derleeeeeer, derleeeeeer, derleeeeeer. ..’

Ses etmemiş Neriman.. Ali devam etmiş ,

- ‘Derleeeer, derleeer, derleeer, derleer…’

Neriman zaten hormonlarıyla amansız bir cenk halinde, Ali’nin umursamazlığı ve derleeer derleeer şeklindeki hu çekmesi iyice sinirlerini bozmuş ve çıkışmış:

- ‘Ne derler be!? Ne derleeeer?’

Ali sakin, türkü kıvamında, sanki kendi kendine sesli düşünüyormuş gibi devam etmiş..

- ‘Derleeer derleeeer. Ali’nin kayığına bindin bir kere Neriman. Vermesen de verdi derleeer…’

Haşarı Çocuklar

Adamın birinin 3 tane haşarı çocuğu varmış Bu yüzden de bir türlü karısıyla iş tutamıyormuş Bir gün karısına şöyle bir plan anlatmış:
- Bak, sen yemek yerken üzerine çorba dök, sonra da onu temizlemek için mutfağa git, ben de arkadan sana yardım etmek için gelirim orada işimizi görürüz Karısı da tamam demiş

neyse yemek vakti gelmiş, planı uygulamaya koyulmuşlar,tam mutfakta işi görüyolar, afacanlardan en küçük olanı mutfağın acele ile aralık unutulmuş kapısından kafayı çaktırmadan uzatmış

Sonra da hemen benzi bembeyaz bir şekilde kardeşlerinin yanına dönmüş ve şöyle demiş:

Ulan yemeğinizi adam gibi yiyin, kimse üstüne çorba falan dökmesin Benden söylemesi, yoksa babam fena s.kıo

Alkışlıyoruz....

Alfabe
Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı istiyorum. Daha ikinci gün: ‘Örrrtmenim, taa evden buraya tel çizmeye mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?’ deme cesaretini gösterdiği için.

Annemin Maceraları
Shrek’in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele tutuşmuş Shrek ve Fiona’yı gören annem, ‘Bunlar Süleyman ve Nazmiye Demirel çifti mi?’ diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden.

Annem!
’Bu taraf bitti.’ diye CD’yi arkasına çeviren ve sonra da ‘CD çalar çalışmıyor!’ diye feryat eden anneme alkış az geliyor!

Modem
Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem ‘Bu ne?’ diye sordu. Ben de kolay anlasın diye ‘Hani benim bilgisayarım var ya onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu.’ diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni; ‘Yani modem bu’ dedi ve konu kapandı…

Yaz Okulu
Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren üniversite öğrencisine gelsin. Bu yaratıcılığa şapka çıkartılır.

Beyin göçü
Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim midibüsünde yanındaki arkadaşına dert yanmaktadır. ”Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS’ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika’ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!” Sen git, masrafları ben karşılıyorum.

Alman yazar
Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa dönüp ’Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır’ diyen hocaya, ‘Niye, kağıt bulamamış mı?’ cevabını veren arkadaşa gönderelim.

Düz mantık
Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ”Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ”Bu da” yazısını görürseniz bilin ki Trabzon’dasınız.

İngilizce yazılısı
Bir alkış da ingilizce sınavında ‘Nice ……..’ şeklindeki boşluğu ‘Nice mutlu yıllara!’ şeklinde dolduran, dahi mi aptal mı olduğunu henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum.

Hügo’lar Beşledi
Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli olarak okurken V. Hugo’ya ‘Beşinci Hugo’ diyen arkadaşımıza gelsin.

Ne zaman?
Kardeşim karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu; ‘Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin.’ Uyarılar özellikle babama yönelikti; ‘Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma.’ Babam daha fazla dayanamadı ve sordu; ‘Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?’

Havale
Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor: ‘Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?’ Teyzem cevap veriyor: ‘Bu paranın hayrını görme İnşallah yazalım.’

Lamba
Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: ‘Bacım o geçtiğin gece lambası değildi, çek sağa.’

Hacim nedir?
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen; 5. Sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2. sorusu: ‘Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız.’ Öğrencimizden gelen cevap: ‘Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?’

Asabi Polis
Hareketli bir Bağdat Caddesi akşamında, polis abilerimiz rutin olduğu üzere devriye gezmektedir. Işıklarda müşteri bekleyen taksiye yaklaşılır ve; ”Ticari, bekleme yapma, devam et.” anonsu yapılır. Camdan eliyle ‘1 saniye’ işareti yapan taksiciye, ikinci ve çok manidar anons gelir ardından; ”Ticari, benne pölümüye girme! Devam et dedik!”

Kaşa. rahibe fıkrası

Üç rahibe gitmiş bir papaza , demişler "Baba biz çok büyük günah işledik , cinsel ilişkiye girdik , affedilmek istiyoruz." demiş . Papaz da "şuradaki kutsal suya günahınızı işlediğiniz uzvu sokun , sonra affedilirsin , bir daha yapmayın." demiş . Daha sonra ilk rahibe gitmiş , elini suya sokmuş , çıkmış . İkinci rahibe gidecekken üçüncü rahibe öne atlamış ve papaza demiş ki ;

"Arkadaş suya dötünü sokmadan ben bir ağzı çalkalayıp çıksam ...?"